28 Ocak 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

28 Ocak 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

konuşunca... ki yeni bir askeri müdahaleden de endişeniz yok; buna karşı da ted- bir almış bulunuyorsunuz. Öyley- se biz de rahat nefes alabiliriz. Süleyman Demirel. — Rahat nefes almanız bir askeri müdahale ihtimaline karşı tedbir almış bu- lunmamız şartına bağlı ise, size müspet cevap veremiyeceğim Sa- met beyefendi. Bir müdahale ihti- maline karşı ne tedbir almak diye bir şey vardır ne de alınması müm- kün herhangi bir tedbir.. Yapılabi- lecek ve aksi yapılamıyacak tek şey iktidar, olarak meşruiyet için- de kalmaktır. Bundan gayrı bir tedbir ihtiyacı hissetmek ve bunu aramıya bulmaya teşebbüs etmek- tir ki, bir iktidarı meşruiyet dışı- na doğru iter. Tehlikeli olan bu- dur ve galiba böyle olmuştur. Bi- zim tedbirimiz ise, seçimle geldiği- miz yerde anlayışımızca vazife gör- mekten, seçilmediğimiz gitmeğe hazır olmaktan ve seçil- meme ihtimaline karşı da hiçbir tedbir hayal etmemekten İbaret- tir. Bilmem bu kadarı rahat nefes almanıza yeter mi? (Samet Ağaoğlu bu suale ce- vap vermez. Susmayı tercih eder görünür. Bu arada mecliste bulu- nanlardan biri, Başvekilden iktisa- di mevzulara dair malümat rica e- der.) Süleyman Demirel. (Daha çok biraz önceki suallerin sahibine hi- taben) — Beyefendi o hatırlasalar gerekir. 1957 senesinde bir gün, bir tesisin açılış merasiminde omer- hum başvekil, okendileri ve ben yalnızdık. Başvekil tamamlanama- diye okumağa devam etti Ahmet Bilginin bütün ikazlarına ve hattâ bir ara mikrofonu da kes- mesine aldırmadan, ne kendisinin, ne de dinleyenlerin birşey anladık- ları sözler söyledi. Meclis. Başkanının bir Bakanın sözünü kesmesine kadar varan böy- 28 Ocak 1967 yan tesislerden şikâyet ediyor ve enden kendisine, çok kereler söy- lediğim bir hususu, yâni umumi plândan mahrum olarak yapılan işlerde bu neticenin normal oldu- gunu söylüyordum. Diyordum ki, 600 işe biriden başlamaktansa bir umumi plân dâhilinde otuz işe başlansaydı, hem bu otuz iş zama- nında biter hem de büyük ölçüde döviz tasarrufu sağlanırdı. Ve bu Demokrat Parti iktidarım sonun- da mağlüp eden enflâsyon tehlike- sini de önlemiş olurdu. Şimdi biz, yarım kalmış işleri de, plân hu- dutları dışına çıkmadan tamamla- mağa çalışıyoruz. Misafirlerden bir hanımı — Pe- ki bu sağcılık, solculuk münakaş- larına ne diyorsunuz beyefendi? Kafamız kazana döndü. Süleyman Demirel. — Hanıme- fendi, Türkiye" de fert başına dü- şen yıllık gelir henüz 250 dolardır. Bu da bir şeydir, ama takdir eder- siniz ki, pek kifayetsiz. Gayretimiz bunu 500 dolara çıkarmaktır. İşte ancak ozaman Türkiye'nin mesele- leri ekonomik olmaktan' çıkacak ve akademik olacaktır. Herkesin ağzına torba vuracak değiliz. Bu- radan oraya kadar, biz ekonomik sıkıntılar içinde kıvranırken aka- demik tartışmaları da dinlemek, hattâ zaman zaman bunlara katıl- mak zorunda kalacağız efendim. Samet Ağaoğlu. — Süleyman Beyefendi, ben bir zamanlar sai- kayı kaderle meşgul oldum. Ma- denciliğimizde . fevkalâde inkişaf kaydedilmiş, yanılmıyorsam 95 ka- le bir olay, Meclis tarihinde belki de ilk defa vukubuluyordu. Dengizi dinleyenlerin anladıkları tek şey, o- nun, Bakanlığı garantiye almak için çırpınmakta olduğuydu. Çünkü, geç- tiğimiz hafta içinde cereyan eden bazı olaylar, AP'nin Milli OEğitim Bakanım fena halde sıkıştırmıştı. dar cevher çıkarılmıştı. Siz bir mühendis olarak mevzuu çok da- ha iyi kıymetlendirirsiniz. Acaba o bakımdan işler ne âlemdedir? Süleyman Demirel. — Hakkı â- liniz var efendim. Devri iktidarı- nızda hakikaten 95 çeşit maden çıkarılmış. Ben, Maden Tetkik ve Arama ileri gelenleriyle birlikte bu mevzuu tetkik ettim. Ve çıkarılan madenlerin rantabilite Mean da yaptırdım. Görüldü ki bunlar- dan sâdece dördü döviz getirmek- te, döviz tasarrufu sağlamakta ve- ya yerli sanayiimize ham madde temin etmektedir. Kalan doksan- bir çeşidin çıkarılmasını omen'et- tim beyefendi. (Durur. Başka su- al var mı gibilerden bir an bekler ve daima Ağaoğlu'na hitap ederek sözünü tamamlar.) Şu hususun bi- linmesini arzu ediyorum: ben, ev- velemirde Adalet Partisinin hizme- tinde değilim. Asıl hizmet hedefi- miz Türk Demokrasisidir. Bu ara- da çalışmamızdan Adalet Partisi de memnun kalırsa ne âlâ efen- dim. (Gülümser ve susar.) Neriman Ağaoğlu — (Susuşu dikkati çeken kocasına döner ve yüksek sesle) Samet ne susuyor- sun? Evde cır cır öter, cevap ve- remiyeceğim suallerle beni sıkıştı- rır durursun. Hazır en selâhiyetli- miz karşında iken, ne diyeceksen söylesene! (Bu repliği sahnede u- zunca bir süküt takip eder.) İyi bir tiyatro yazarı olamıya- cağımı biliyorum, sevgili okuyu- cum. Ama olmuşları yazarım, onu da sen iyi bilirsin. Amasya Lisesinden açığa alman dört öğretmenin bir tertibe kurban gittikleri, bu tertibe âlet edilen öğ- renciler tarafından basına açıklan- mıştı. Öğretmenlerini, suçlayan bel- gelere imza atmak için zorlandıkla- rım bildiren öğrenciler, durumu, no- terden gönderdikleri bir mektupla 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: