28 Ocak 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

28 Ocak 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bildirdi. İKTİBASLAR Geçenlerde bir gün İstanbulda, Kemal Pekünün evindeki bir ile D.P. İktidarının başını yemiş olanlardan Demirel toplantıda Samet Ağaoğluyla Son Havadis Gazetesinin sahibi Başbakan Süleyman Demirel gaoğlu arasında cereyan etmiş bir konuşma, Meydan dergisinde bir piyes üslübu için- de nakledilmektedir. Aşağıda bu ilgi çekici konuşmayı bulacaksınız. Samet Ağaoğlu. (Nedense terle- mektedir. Kolları, kanatları büs- bütün büzülmüş, belli ki hücuma geçecek. Ama tedbir ve ihtiyatı, basiret ve nezaketi elden bırakma- mağa kararlı. Salondakiler hava- dan sudan konuşsalar da, bu ikisi arasında geçecek düettoyu bekle- dikleri hissediliyor. Ağaoğlu niha- yet, dudaklarında buruk bir tebes- sümle, müstehzi olmaktan ziyade hazin bir sesle ilk sualini soruyor) — Beyefendi, İsmet Paşa ile son zamanlardaki dostluğunuz nazarı dikkati çekiyor. Bunun nasıl bir intiba yarattığı kanaatindesiniz? Süleyman Demirel. (Müthiş bir sessizliğin ortasında, Anadolu insanına has boyun kırmalar VS kendine mahsus göz devirmelerle, ama sakin ve kararlı, hemen ce- vaba geçiyor) — Evet efendim, İnönü ile aramız gayet iyidir. Ni- ye olmasın? Normali bu değil mi? (Suallerine cevap beklemiyor. Bel- li ki bu konuşma üslübudur.) İs- met Paşa bu devletin kurtuluş ve kuruluş mücadelesinde büyük rol oynamış, yıllar yılı hükümet baş- kanlığı, bir o kadar Devlet başkan- lığı etmiş, yirmi senedir muhale- fet lideri kalmış bir tarihi sima- dır. Ben bir başvekilin ona göster- diği saygıda yadırganacak bir ci- het görmemekle kalmıyorum, bu- nu lâzım ve elzem addediyorum. Bugün Türkiye'de İsmet Paşaya gösterilen hürmet, bir bakıma Türkiye Cumhuriyeti (Devletine karşı duyulan ve duyulması icap eden saygının tezahürüdür. Hem yalnız hürmet etmekle, koluna gir- YIP ve MP sözcüleri de, sarfetti. mekle, sevgi göstermekle de kal- mıyorum; bilir misiniz İsmet Pa- şanın evi bir müfreze jandarma- nın muhafazası altındadır ve be- nim evimin civarında tek polis yoktur? Samet Ağaoğlu. (Çenesinde bi- riken teri silerek) — Paşanın tari- hi şahsiyetine saygı göstermek is- teyebilirsiniz. Ama onun vasfı ta- rihi şahsiyetinden ibaret değildir. Süleyman Demirel. (Sıkıntılı değil, hattâ düşündüklerini bir de- mokrat ileri gelenine açıkça söyle- me fırsatını bulmaktan memnun görünmektedir) — Demek istedi- ğinizi anlıyorum beyefendi. Siz İs- met Paşanın tarihi şahsiyeti dişin daki vasıfları üzerinde biraz fazla- ca durmuş bir iktidara mensup i- diniz. Hattâ bir Genel Merkez Ku- rulu toplantınızda, İnönü'nün şah- sı hakkında mühim kararlar da almış idiniz, bilmem hatırlar mı- sınız? Zaman oldu İnönü'yü yok farzetmek istediniz. Sizin bu tavrı- nız İnönü hâdisesini ortadan kal- dırdı mı? Hayır! Aksine onu bir kahraman hâline getirdi. Sinirleri- nize hâkim olamıyarak onu hü- cumlarınıza hedef ittihaz ettiniz, İnönü yıprandı mı? Hayır, bilâkis daha güçlendi. Siz bir kahraman yaratma makinası idiniz, ki İnönü olmasaydı bir başkasını aynı mev- kie getirmek için elinizden geleni yapacaksınız. Zaman ölük- başı'nı bile bir kahraman hâline getirdiniz. Neden? Bence hâdiseye yanlış teşhis koyduğunuz ve sinir- lerinize mağlüp olduğunuz için. İs- met Paşa bir mücadele adamıdır, CHP Sakarya milletvekili bu şartlar altında konuşmayacakla- rını söylediler. Ne var bundan faydalanan yine oAP'liler oldu. AP Antalya milletvekili İhsan Ataöv kürsüden, Milli Eğitim (Bakanını savundu ve öğretmen tasfiyesinin devam edeceğini ima yollu sözler 12 ve TODMF Başkanı Hayrettin Uy- salın konuşması, AP'lileri ziyadesiy- le kızdırdı ve salon karıştı. AP'liler, Uysalı susturmak için her çareye başvurdular. Verilen (o sınırlama ö- nergesini büyük bir memnuniyetle desteklemiş olan Milli Eğitim Ba- kavgada mahirdir; ama asıl beh- resi müdafaa taktiğindedir. İyi düşünür, müessir konuşur ve mü- dafaada çok tesirlidir. Onu daima mağdur” mazlum ve tecavüze mâ- ruz göstermek suretiyle, siz en mahir olduğu sahada serbest bı- rakmış olmuyor muydunuz? Olu» yordunuz! Ben işte bunu yapmıyo- rum ve yapmıya hiç de lüzum gör- müyorum beyefendi. - Samet Ağaoğlu. — Bizim düş- tüöğümüz hatâlardan Adalet Parti- si iktidarını sakınma gayretinizi elbette sevinç ve takdir ile karşıla- rız. Biz de işe, sizin bulunduğunuz noktadan başlamıştık. İnşallah hâ- diseler sizi, haklı çıkaracak ve ye'- se kapılmanıza sebep olmayacak- tır. Süleyman Demirel. — Affeder- siniz, ben işe aynı noktadan başla- dığımız kanaatinde değilim Samet beyefendi! o Arada çok ve mühim farklar vaa mı? Var! 1950 senesin- de siz iktidara geldiğiniz zaman Ordu sizinle beraberdi; gençlik si- zinle beraberdi; Üniversite sizinle beraberdi; Devlet memuru sizinle beraberdi; Basın sizinle beraber- di.. Kısası o ki, siz bütün Türkiye ardınızda olduğu hâlde iktidarı teslim aldınız. Bize gelince: 1965'te Adalet Partisi iktidara Üniversite- si de, Basını da, Gençliği de hattâ Ordusu da karşısında olarak gel- di. Beyefendi siz o çok şanslı nok- tadan 27 Mayısa doğru ilerlediniz biz A yene yene yola- lıyo ve hamdolsun iyiye doğru gidiyoruz. Samet Ağaoğlu. — Bu demektir kanı Orhan Dengizin kürsüden in- dirilmesi ise, oturumu yöneten Baş- kan Vekili Ahmet Bilgin için âdete bir mesele oldu. Elindeki metni o- kumağa çalışan Bakana sürenin dolduğu Başkan tarafından hatırla- tılınca, Dengiz, "— Ben Bakanım, konuşurum" 28 Ocak 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: