25 Haziran 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

25 Haziran 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Jandarma, Ortaca da silâh araması yapıyor Asayiş ana sebebi, hiç şüphesiz, Ortaca bucağında başgösteren basit bir a- razi ihtilâfı değildir. Hattâ çatış- manın, kendini şeyhülislâm sanan AP'li Diyanet İşleri Başkanı İbra- him Elmalının, daha makama otu- rur oturmaz savurduğu "alevilik öl- müştür" hikmetiyle de başladığı söylenemez. İbrahim Elmalının so- rumsuzca söylediği bu söz, nihayet, bardağı taşıran damla olmuştur. Çatışmanın asıl sebebi, mahküm e- dilmiş bir politikanın mirasçısı AP- nin ve AP İktidarının, 1924'den itiba- ren tarihin karanlıklarına terkedil- miş bulunan alevilik - Sünnilik me- selesini oy kaygısıyla o istismarında ve dini politikaya karıştırmasında yatmaktadır. İsmet İnönün, kıs- mi senato seçimlerinde dikkatleri bu konuya ve bilhassa nurculuk tehlikesine çekmeğe çalışması, AP İktidarının bu, tamamen maksatlı tutumunun memleketi felâkete gö- türeceğini ısrarla belirtmesi sebep- siz değildir. AP'nin, önce iktidarı almak, son- ra da iktidarda kalabilmek için hal- 10 berkemal! kın dini duygularını (o alabildiğine istismar ettiği bir gerçektir. Nur- culukla yakın ilişkileri bilmen İs- tanbul İlim Yayma Derneğinin tav- siye ettiği, Atatürk düşmanı İbra- him Elmalının lâik Tevfik Gerçeke- rin yerine getirilmesi de bunun açık delilidir. İdari mekanizmama çeşit- li kısımlarına kendi adamlarını yer- leştiren AP, İktidarı, çok önem Ver- diği Diyanet İşleri teşkilâtına da el atmış ve teşkilâtı, bugünkü duru- mu yaratan kimselerle doldurmuş- tur. Meselâ Adana, Maraş, İzmir, Al- tındağ... müftüleri yerlerinden alın- mış, Diyanet İşleri Başkan Yardım- cısı Köseahmetoğlu emekliye sevke- dilmiş,Diyanet | İşlerindeki birçok olumlu memur yerlerinden edilmiş, İbrahim Eken gibi gerici bir AP'li önemli bir mevkie yerleştirilmiştir. Cumhuriyetin ilânından sonra Rı- fat Börekçi, Ahmet Hamdi Akseki, Şerafettin (o Yaltkaya ve benzerleri gibi değerli yöneticiler görmüş olan Diyanet İşleri teşkilâtı, 27 Mayıs 1960'dan sonraki, Ömer Nasuhi Bil- men, Prof. Adnan Erzi, Saadettin AKİS Evrin, Hasan Hüsnü Erdem veter- fik Gerçeker gibi gerçekten değerli yöneticilerin ( basiretlilikleri sinde lâik esaslara bağlı mezhep ve tarikat çatışmaları her türlü tahrike kapalı tutulmuştur. Hattâ, AP'nin boy hedefini teşkil eden Tevfik Gerçekerden önceki Di- yanet İşleri Reisi Hasan Hüsnü Er- demin, ilk beyanatında "alevi kar- deşlerim" diye hitap etmesi geniş a- levi kitlesi tarafından memnuniyet- le karşılanmıştır. Böyle bir geçmişe sahip Diyanet İşleri teşkilâtının ba- yınlar ve telkinler, hassas bir konu- nun birdenbire suyüzüne çıkmasına sebep olmuştur. Geri kalmış ülkeler ve din Türkiyenin, yılardanberi, ticanilik, nurculuk gibi dini - politik akım- ların faaliyet alanı haline getirilmek istendiği ve lâik Türk Devletinin dini temellere oturtulmağa çalışıl- dığı bir gerçektir. Buna son zaman- larda bir de süleymancılık akımı eklenmiştir. Bütün bu, politik yanı ağır basan akımların yabancı çıkar- ların hizmetinde olduğu, geri kal- mış ülkelerde, bilhassa (oOrtadoğu- da etkili hale getirilmeğe çalışıldı- ğı artık herkesçe bilinmektedir. Bü- tün geri kalmış, az gelişmiş ülkele- rin dini sürtüşmelerle daha çok ka- ranlığa itilmek, kendi ana sorunla- rını göremez hale getirilmek ye böy- lece sömürülmek istendiği bir va- kıadır. Geri kalmış ülkelerde dini yayınların bolluğu, bir uhrevi hava estirilmeğe çalışılması boşuna de- ğildir. Dini politikaya (o karıştıran devletlerin kolaylıkla emperyaliz- min kucağına düştükleri, U yüz- den emperyalizmin, gerici karakter- li hükümetleri desteklediği, hemen herkesin yl bir husustur. AP'li Diyanet İşleri Man ilk abızda “alevili ölmüştür" de mesi bir yandan sünnilere teceyüz. kâr tavır takınma cüreti verdiği gi- bi, öbür yandan alevilerin şiddetli tepkilerine yol açmıştır. 1924'de hi- lâfetin kaldırılmasıyla sünnilerle e- şit haklara kavuşmuş Olan aleviler, Cumhuriyetin lâik esaslarının ko- runmasındaki titizlik sayesinde, ya- lan zamana kadar, hiç değilse inanç- ları bakımından, huzur içinde yaşa- mışlardır. Ne zaman din politikaya âlet edilmeğe ve oy kaygısıyla alevi- sünni ayrımı yapılmağa başlanmış- tr, o zaman alevilerin tedirginliği 25 Haziran 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: