25 Haziran 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 3
Cilt : XXXVI Yıl : 13 Sayı: 627 SAHİBİ VE BAŞYAZARI : Metin Toker YAZI İŞLERİNDEN SORUMLU GENEL YAYIN MÜDÜRÜ Kurtul Altuğ MÜESSESE MÜDÜRÜ Tacettin Tezer BU SAYIDA YAZI KURULU: İÇ HABERLER KISMI: Teoman Erel, Okay Göçer, Egemen Bos- tancı (İstanbul) - DIŞ HABER- LER KISMI: T. Kemal - MAGA- ZİN KISMI: Jale Candan, Tüli Sezgin, Hüseyin (o Korkmazgil - TİYATRO: Naciye Fevzi, Lütfi Ay - SİNEMA: Nijat Özön- MUSİKİ: Faruk Güvenç. İstihbarat Tel: 1073 82 KAPAK KOMPOZİSYONU SAN Organizasyon Erkal Yavı KARİKATÜR Cem KAPAK BASKISI Rüzgârlı Matbaa FOTOĞRAF T.H.A. - Erdoğan Çiftler KLİŞE Doğan Klişe ABONE ŞARTLARI 3 aylık (12 nüsha) 1290 lira 6 aylık (25 nüsha) 25.00 lira I senelik (52 nüsha) 50.00 lira Geçmiş sayılar 250 kuruştur. İLAN ŞARTLARI Santimi 20 lira 3 renkli arka kapak 3000 lira AKİS Basın Ahlâk Yasasına uymayı taahhüt etmiştir DİZİLDİĞİ YER Rüzgârlı Matbaa BASILDIĞI YER Hürriyet Matbaası - Ankara BASILDIĞI TARİH 22.6.1966 AKİ 3 HAFTALIK AKTÜUALİTE DERGİSİ RÜZGÂRLI SOK. No: 15 ANKARA-TEL: 11 8992 P.K. 582 Kendi Aramızda A KİS Kurmay Heyeti için bu hafta oldukça hareketli geçti. Geçen haf- ta içinde Muğlanın Ortaca bucağında patlak veren alevi - sünni ça- tışması evet, Süleyman Bey "basit bir zabıta vakası" dese de, besleme basınlâ sesine göre ağız değiştirse de bu, bal gibi bir mezhep çatışma- sıdır. AKİS ekiplerini hayli meşgul etti. Ekipler, âdetleri olduğu gibi, iki yönden çalışmaya koyuldular: Önce olayın Başkentteki tepkisi iz- lendi, sonra yurdun çeşitli bölgeleri yoklandı, Sivas, Adana, İzmir, Muğ- la ve başka illerle temas kuruldu. Olayın mahiyeti ve çapı hakkında sağ- lam bilgi toplandı. AKİS'çilerin çalışmalarında, Muğladaki (Devrim Gazetesinden Teoman Doğunun olayın mahiyeti hakkında verdiği bil- ginin faydası büyük oldu. Çeşitli bölgelerden yeterince malzeme sağ- landıktan sonra, AKİS'in bir araştırmacısı, alevi - sünni çatışmasını ta- rih sayfaları içinde inceledi ve çıkarılan sonuç olayla birleştirilerek, "Lâiklik" başlığı altında okuyacağınız yazı, bilimsel açıdan, AKİS'in o kendine özgü üslubuyla hazırlandı. Burada bir hususu özellikle belirtmek isterim: Ne hazin tecellidir ki, Cumhuriyet tarihinde bu tip bir çatışma ilk olarak, "Devr-i Süley- man' " olarak nitelenen, Süleyman Demirlin Başbakanlığı sırasında gö- rülmüştür. Atatürk ve İnönünün Cumhuriyeti kurmalarından ve lâik- lik prensibinin bir Anayasa hükmü olarak konulmasından buyana bu memlekette ilk defa ümmetçilik, şeriatçilik, nurculuk, süleymancılık gibi lâflar bol bol edilmeğe başlamıştır. Her ne kadar AP İktidarının sayın başı "bu memlekette mezhep kavgası olmaz" demekteyse de, olaylar, her zaman olduğu gibi, kendisini yalanlamakta ve alevi - sünni diye, Ortacada vatandaş kanı akıtılmakta, alevi kadınların ırzına geçil- mekte, köprüler yakılmaktadır. İsmet İnönü, bir memlekette, iktidarın başındakiler irticaa göz kırptıkları takdirde, başlıyacak çekişmelerin nerede biteceğinin / belli olmıyacağına, tarihi şahsiyeti ve engin tecrübesiyle işaret etmişti. Ama, anlayan kim? Tıpkı öncekiler gibi, bunlar da, gidişin iyi olmadığım yüz- lerine söylediğinizde size muğber olmaktadırlar. Oysa ki, olayları ön- lemenin çaresi bu değildir. "Lâiklik" başlıklı uzun yazımızı okuduktan sonra, Demirelin, gerçek olmıyanı mübah sayan politikasının iflâsını SİZ de teslim edeceksiniz. "CHP." başlıklı yazıda ise C.H.P.'nin, dönüşü olmayan bir yolun başında bulunduğu anlatılmaktadır. Ortak Grup toplantısında Bülent Ecevitin konuşmasında şekillenen yeni politik görüş, bazı C.H.P.'lileri memnun etmese de, C.H.P. silkinmek ve kendisine belbağlayan milyon- larca vatandaşı ümitsiz, demokratik rejimden soğumuş halde bırakma- mak zorundadır. Bu politika, 1965 seçimlerinde ortaya atılan "Ortanın Solu" sloganı ile belirli hale gelmiştir. Ortanın Solu hem aşırılığa, hem de gericiliğe dur demektir. Saygılarımla
