25 Haziran 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

25 Haziran 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bu roninler bir gerçek japon silâhşörünün efen- diye olan sadakatini, vefasını, bağlılığını o ka- dar dramatik şekilde dile "getirmişlerdir ki halk onları derhal milli kahramanlar mertebe- sine yükseltmiştir. Muharip sınıfın, sosyal pi- ramidin en üstündeki insanların davranışının bu olması, japon âdetlerinin bir icabıdır. Şogon Hükümeti uzun boylu düşünüyor. Nihayet onları, şerefli ölüme, harakiri yapma- ya mahküm ediyor. 47 Ronin, gözlerini kırp- maksızın karınlarını deşiyorlar. Bunlar şimdi, Tokyo dışındaki bir küçük mabette yanyana yatıyorlar ve japon karakterinin en asil örnek- lerinden birini temsil ediyorlar. Bunlar, ikinci Dünya Harbinin meşhur Ka- mikazelerinin, intihar pilotlarının ahfadıdırlar. Kamikaze "ilâhi üzgâr" demek. Onüçüncü Yüzyılın sonundan kalma bir isim 1281'de Mo- gollar, muazzam bir donanmayla Japonyanın işgaline kalkışıyorlar. Adaya geliyorlar ve ka- raya çıkıyorlar. 150 bin kişiler. O devrin gör- mediği bir korkunç kuvvet. Bütün dünyaya, bilhassa atlılarıyla duman attırmışlar. Bunla- ra karşı japonlar, teke tek döğüşe alışmış si- lâhşörlere sahipler. Fakat, sahile bir duvar yapmışlar. Kendilerini oradan savunuyorlar. Moğollar süvarilerini ve esas kuvvetlerini çı- karmak üzereler. Bu sırada bir tayfun patlıyor. Moğol donanması perişan oluyor, oraya gömü- lüyor. Japonlar esen rüzgâra Kamikaze adını veriyorlar. Tanrılar, Japonyayı korumuştur, Japonyanın tanrılar tarafından korunduğu, o- na bir şey olmayacağı inancı tâ ikinci Dünya Harbine kadar sürmüş ve bir çok hatalı, cüret- kâr, hesapsız adıma sebep olmuştur ya.. Tokugawa Devri, işte bu çeşit bir milleti yaratmıştır. Millet böyle olduğundan dolayıdır ki Ko- modor Perry'nin "kara gemiler"ine teslim ol- mayı samuraylar, bilhassa Tokugawa Şogun- luğuna karşı hiç bir zaman ısınmamış, ona an- cak tahammül etmiş Batı Japanya samuray- ları bir isyanın vesilesi saydılar. 1865'lerde Ja- ponyanın her tarafından yükselen ses "Son-o J0-i" idi. Yani "İmparatora saygı barbarlar defolsunlar"., Modern zamanların "Go home'u. Tokugawa Şogunluğu, 1600'lerden başlayan ik- tidarını bu tuhaf hava içinde kaybetti. Tuhaflığına, havanın tuhaf olmadığını hiç kimse söyleyemez. Zira Tokugawa Şogunluğu tam ikibuçuk yüzyıl Japonyayı böyle bir âki- betten korumaya çalışmış, kapılar bir defa ya- bancılara açılırsa sonun ne olacağını görmüş ve söylemiş, millete buna karşı, âdeta korkunç bir yabancı düşmanlığı | aşılamıştı. Millet için yabancılar "barbarlar'dı. Fakat 1854'te, Ame- 16 rika zor kullanınca, mukavemet imkânı kalma- mıştı. Kapıları ya amerikalılar zorla açacak- lardı, ya Şogun bizzat açacaktı. Şogun, Japon- ya için en az zararlı hal çaresini seçmişti. Şim- di, bundan dolayı kınanıyordu. Amerikalıları diğer "barbarlar" takip et- mekte gecikmediler. Madem ki Japonyadan bir delik açılmıştı, onlar da içeri gireceklerdi. Hem, bunun yolunu da Komodor Perry göstermemiş miydi? İki yıl içinde Edo Hükümeti İngiltere, Rusya ve Hollandayla aynı cins andlaşmalar imzaladı. 1856'da ise ilk amerikan Başkonso- losu, Townsend Harris dört başı mâmur bir ti- caret andlaşmasını müzakere etmek için Japon- yaya geldi. Yabancılar, arzuladıkları imtiyazla- rı almışlardı. ogun Hükümetinin hangi zaruretler kar- şısında böyle hareket ettiğini ne Kyoto'daki Saray anlamak istedi, ne halk. "Son-o jJ0-i" di- ye bağırmak, "barbarlar"ın Japonyadan atıl- masını istemek daha kolaydı. Japonyada da öy- le yapıldı. Şogunların millete aşıladıkları ya- bancı düşmanlığı onları milletin desteğinden, itaatinden mahrum bıraktı. Milletin ve çok sa- murayın nazarında Şogun Hükümeti Impara- torun arzusuna ihanet etmişti. Memlekette si- yasi cinayetler, isyanlar ve yabancı katliâmı başladı. Fakat tebasına dokunulan devletlerin tepkisi sert oldu. Bunlar, mukabelebilmisil ola- rak Japonyanın bir kaç noktasını bombaladılar. Bu, Şogunların daha da gözden düşmelerine yol açtı. Şogunlar, İmparator adına hükmettikleri- ni daima ilân e Şimdi, İmparatorun arzusunun “barbarlar"ın Japonyadan atılması olduğu bütün memlekette ağızdan ağıza dola- şıp duruyordu. Japonyada esen yeni bir havay- dı. Memleketin Şogunların idaresinde kalması- na artık imkân yoktu. Son Şogun, işte bu şartlar altında kudreti, götürüp İmparator Merji'ye teslim etti. Gariptir, ancak sorumluluk ellerine geçtik- ten sonradır ki yabancıların atılmasını isteyen- ler bunun, kuvwetlenmeden yapılamayacağını anladılar ve, tıpkı, devirdikleri Şogun gibi olup bittiyi kabul etmek zorunluğunu duydular. Kuvwvetlenmenin çaresi ise, kuvvetli ne yapmış- sa onu yapmaktı. Japonyada batılılaşma ve reform devri, böyle açıldı. Gelecek yazı Uzak Doğuda bir dev doğuyor

Bu sayıdan diğer sayfalar: