25 Haziran 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

25 Haziran 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Batı Zorlu misafir Hafta içinde bütün dünyanın göz- leri, hiç şüphesiz, Moskovaya çevrili kalacaktır. Bazı yorumcular, Sovyet başkentinden alınacak o ha- berleri ümitle, bazıları heyecanla, bazıları da korkuyla bekleyecekler- dir. Kremlimin kalın duvarları arka- sından sızacak sözler, muhteşem zi- yafet sofralarında yapılacak konuş- malar inceden inceye didiklenip an- lamlandırılmaya çalışılacaktır. erçekten, şu satırların yazıldı- ğı sırada Moskovada İkinci Dünya Savaşı sonrası döneminin en önem- li olaylarından biri geçmektedir. Batının geçimsiz çocuğu Fransız Devlet Başkanı General De Gaulle, Sovyet yöneticileriyle görüşmeler yapmak üzere Sovyetler ( Birliğine gitmiştir. Hatırlanacağı üzere, De Gaulle'ün böyle bir yolculuk yapa- cağı bundan bir süre önce açıklan- dığı zaman, bazı diplomatik çevre- ler bunun arkasından bir Fransız- Sovyet anlaşması çıkabileceğini dü- şünerek endişeye (o kapılmışlardı. Bunların arasında De Gaulle'ün Batı dünyası içindeki (o bağımsızlık savaşını hiç de dostça olmayan ba- kışlarla izleyen Birleşik Amerikalı yöneticilerle Moskovada Almanya- nın pazarlık konusu yapılmasından korkan Bonn hükümeti de vardır. Oysa bazıları da, bu yolculuğun Hrutçofun Birleşik Amerika yolcu- luğundan sonra büyük devletler li- derleri arasında önemli buluş- mayı sağlayacağını "Söyleyerek, bu- nun sonucunda soğuk savaşta bir yumuşama olabileceğini (o düşün- mektedirler. Doğu De Gaulle'ün bu yaşta bu kadar yorucu bir yolculuğa (o kalkışması- nın nedeni acaba nedir? Bu soruyu kesin olarak cevaplandırmak müm- rüş birliğine varılabilecek bir sürü konu vardır. Bunların başında, Avw rupadaki amerikan varlığının oşu veya bu biçimde tasfiyesi gelmek- tedir. Hiç şüphe yok ki Sovyetler Birliği, De Gaulle'ün NATO içinde açtığı ayrılık bayrağını büyük bir mnunlukla karşılamaktadır. Ay- nı biçimde, Kremimin, De Gaulle'- ün İngiltereyi Ortak Pazarın, dola- yısıyla Avrupanın dışında tutmak istemesini de memnunlukla karşıla- dığına şüphe voktur. Bundan baş- ka, Sovyetler Birliği gibi Fransa 24 da Oder Neisse çizgisini Almanya- nın doğu sınırı olarak kabul et- mektedir. Bonn'u son derece endi- şelendiren bu durum, Kremlini pek sevindirmektedir. Cümlenin maksadı bir amma.. İki devletin şu sırada üzerinde ko- layca anlaşabilecekleri bir başka konu da, Vietnam anlaşmazlığının barışçı yollardan çözülmesi gereği- dir. Zaten, bu konuda Birleşik A- merika ile sterlinin değerini koru- yabilmek için Washington'un deste- ğine muhtaç olan İngiltereden baş- ka anlaşmayan devlet okalmamış- tır. Ancak, aralarındaki bu ortak noktalara rağmen, Fransa ile Sov- yet Birliğinin anlaşamadıkları 6- nemli konular da vardır. Gerçi Ge- neral De Gaulle kendi görüşlerinin günün birinde Moskova tarafından da kabul edileceğine inanmaktadır ama, Sovyet yöneticilerinin Genera- lin Avrupa birliği konusundaki ül- kü çok geniş düşüncelerine pek il- tifat etmedikleri ortadadır. Atlan- tikten Urallara kadar uzanacak bir Avrupa birliği; Sovyetler Birliğinin yarısından büyük bir parçasını ken- di dışında bırakmak acayipliğini ta- şıması bir tarafa, Doğu Avrupa ül- kelerinin Kremlin karşısında bağım- sızlıklarını ilân etmelerini gerekti- recektir ki, Sovyetler şimdilik bu kadar bağımsızlığa taraftar görün- memektedirler. Ancak, De Gaulle'ün bu gerçekleşmesi güç tasarısının bugün değil yalnız Avrupanın, dün- yanın en dikenli sorunlarından biri olan Almanyanın birleştirilmesi ko- nusunu kendiliğinden çözeceği de ortadadır. İki devletin anlaşamadıkları ko- nuların ikincisi, çekirdekli silâhla- rın yayılmasıdır. Bilindiği gibi, Sov- yetler Birliği de tıpkı Birleşik Ame- rika gibi, nükleer silâhlar klübünün genişlemesinden büyük bir endişe Kanali Fakat tıpkı Komünist Çin gibi Fransa da, bu endişelere aldırmadan, kendi çekirdekli gücü- nü geliştirmek yolundadır. yöneticileri, haklı olarak, söz dinlemediği sürece Komünist Çine söz dinletmenin de çok güç o- lacağını o düşünmektedirler. Fakat inadı bir kere tuttuğuna göre, De Gaulle'ü girdiği yoldan oçevirmek her kabadayının harcı değildir. Fransa ile Sovyetler ( Birliğinin üzerinde anlaşmaları güç görünen bir başka sorun da, Komünist Çin karşısında oizlenecek (o politikadır. Her keresinde sureti haktan görün- meye çalıştığı halde, Sovyetler Bir- liği, Komünist Çinin büyük devlet- ler tarafından tanınmasından, Mao Çe-tung ekibinin kuvvet ve itibar kazanacağını düşünerek, memnun- luk duymamaktadır. Oysa De Gaul- le yalnız Çini tanımakla kalmamış, bu devlete istediği yardımı yapma- ya hazır olduğunu da açıklamıştır. Gerçi Çinli yöneticilerin Fransanın uvertürlerine (oyüzverdikleri yoktur ama, ileride bu konuda nasıl bir ta- vir takınacaklarını kestirmek şim- dilik mümkün değildir. Desinler de desinler.. Nihayet, Birleşik Amerikaya kar- şı bağımsızlık bayrağı açmış ol- makla beraber, De Gaulle ile Sov- yet yöneticileri arasında, Batı-Do- Şu ilişkilerinin genel nitelik ve gö- rüntüsü konusunda da görüş ayrı- lıkları olduğunu söylemek gerekir. De Gaulle bu ilişkilerin düzelmesi için Almanyanın hür seçimlerle bir- leştirilmesi gerektiğini düşünmekte, buna karşılık, Sovyetler Birliği de, birleştirilmiş bir manyadan bü- yük endişe duymaktadır. De Gaul- le'e göre bu seçimler, ancak Avru- padaki askeri bloklar eridiği ve kendi düşündüğü anlamda bir Av- rupa birliği kurulduğu gün yapıla- bilir. Sovyetler Birliğinin böyle bir birlik konusunda ne düşündüğü yu- karıda belirtilmişti. Askeri blokla- rın erimesi ise, hiç değilse bugün için, uzak bir hayale benzemekte- dir. Bütün bunlara bakılınca, De Ga- ulle'ün Moskova gezisinden nasıl sonuçlar alınacağını okestirmenin ei olmadığı kendiliğinden orta- çıkmaktadır. o Yalnız bir nokta kesinlikle söylenebilir: o Moskovaya gitmekle De Gaulle, Fransanın Ba- tı - Doğu ilişkileri üzerinde önemli rol oynayabilecek (o büyüklükte bir devlet olduğunu göstermek istemek- tedir. Galiba, asıl amacı da bundan başka birşey değildir. 25 Haziran 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: