SOSYAL HAYAT Sanat Seramikte reform Düz, uzunca saçlı, ince yapılı genç adın, o Bayındırlık (o Bakanlığı konferans salonunu dolduran kala- balığa baktı, bir soluk düşündü, sonra çok tabii bir sesle: "— Buluşum fevkalâde birşey de- gil. Bana, 'nereden aklınıza geldi?" diye soruyorlar. Ben ise, bunun, bu meslekte olanların bugüne okadar nasıl aklına gelmemiş olduğuna hep şaşıyorum. Çünkü, gördüğünüz gi- bi, seramiğin mimaride bu şekilde kullanılması modem mimariye ge- niş ufuklar açmakta, ekonomik ol- duğu kadar da pratik ve güzel ol- ri açıklıyarak verdiği odemonstras- yonlu konferans büyük merak u- yandırmıştı. Onaltı yıllık emek Lerzan Öke çimentoya oksit boya- larla çeşitli renkler overmekte, böylece büyük bir reforma giderek, sıvadan sonra badanayı kaldırmak- ta, elde ettiği renkli ve canlı yü- zeyde istediği sanatı gösterebilmek- tedir. Onaltı yıldır seramik üzerin- de çalışan Öke, beş yıldır seramiğe çimento ekleyerek bu değişik tarzı ortaya atmış ve bunu ispatlamak için de Türkiyede ve Avrupada Oo- tuzbeş sergi açmış, Avrupada sekiz defa televizyona çıkmıştır. Böylece, yıllarca üzerinde çalıştığı seramiği Seramikçi Lerzan Öke çalışıyor Kendi ca vasfını biraraya getirmektedir" edi. Mimar ve mühendislerden mü- teşekkil topluluk, bu sözleri büyük bir merakla dinliyordu. Olay, geride bıraktığımız o hafta içinde Ankarada geçti. Yeni bulu- şuyla badanayı tarihe (karıştırma iddiasını ortaya atan, mimar ve mü- hendislerin ilgisini çeken seramikçi Lerzan Ökeyi İstanbullular, zaten uzun yıllardır sergileriyle, Teknik Üniversite televizyonunda verdiği teknik derslerle çok i iyi tanımaktay- dılar. Ankaralılar ise, özellikle son aylâr içinde onun mimariye getir- aiği yeni buluşla ilgilenmişler, sa- natçının İmar- İskân Bakanlığın- da, halkın önünde, bütün formülle- 28 alanında reformcu daha imkânlı, daha zengin bir hale getirmiş olan sanatçı, o seramiğin düzlüğünden kurtulmuş, çimento karışımı ile elde ettiği girinti-çıkın- tılar sayesinde, tabiata "ait herşeyden faydalanma imkânına kavuşmuştur. Bu şekilde, deniz kabuklarından ça- kıl taşlarına kadar herşey seramiğe girmekte ve ona zamanımızın espri- sini, tarihi hikâyeleri canlandırma imkânım vermektedir. Lerzan Öke, seramiği çimento ile karıştırdıktan sonra, yalnızca yaptı- ğı ufak sanat parçalarıyla yetinme- miş ve bunu modern mimariye ak- tarma çarelerini de aramış, bunun i- çin uzun bir ispatlama (savaşına geçmiştir. Öke, Avrupada açtığı ser- gilerde, eserlerini sattıktan sonra konferanslar ve okullarda (dersler vererek, yaptığı anlaşma gereğince, yeni eserlere kavuşmakta, tekrar bunları satarak yeni bir konferans turuna çıkma imkânını bulmakta- dır. Daha geniş ufuklara doğru Öke, tabii, badanayı büsbütün tari- he karıştırmak iddiasında değil- dir. Ama, bazı inşaatlarda, özellikle turistik köy evlerinde, sayfiye evle- rinde boyasız çimento yerme boyalı çimentonun amaca ne derece hizmet edeceğini anlatmış, demonstrasyon- ları ile gerçekten modern mimariye yeni bir sıcak görünüş kazandıra- bileceğini ispatlamıştır. Seramikle çimento karışımı, ayrıca rölief ove fresk çalışmalarını çok kolaylaştır- maktadır. Böylece, büyük binaların bazı cephelerini BTB ve çini çalış- maları gibi zor ve çok pahalı, O nispette de modası geçmekte olan bir tarzdan kurtarmak, bu cepheler üzerinde seramik-çimento karışı- mından faydalanarak, sanat eserle- ri meydana getirmek mümkündür. Öke, küçük parçalar ve belirli yüzeyler üzerinde çalışmaktan âde- ta yorulmuştur. Sanatım daha geniş yüzeylere uygulamanın o sabırsızlı- ğı içinde, sadece uygulamakla ye- tnmemekte, memleket memleket dolaşmakta, anlatmakta, maktadır. Buluşunu, de açıklıyarak, kabul ettirmeye uğ- raşmakta ve belki de, dünyada ilk defa, sanatım kendisine saklıyan sa- natçının biraz kıskanç, biraz bencil davranışından sıyrılıp, sanatım bir kamu hizmeti olarak ilân etmekte- dir Dernekler Köyde sergi Beraat Renda eğildi, modern yaka- lı, atik - tetik, şık bir tayyörü göz- den geçirdikten Sonra, yanındaki si- yah saçlı gençkıza döndü; — Gerçekten güzel olmuş, gü- le güle giyin" dedi. Olay, geçtiğimiz hafta (içinde, Ankaranın Gölbaşına bağlı Hacımu- ratlı köyünde geçti. Siyah sveter- li gençkızın ismi Semiha Susamlı idi. Susamlı, Fatma Demir ve köyün diğer gençkızları, anneleri, muhta- rın eşi Munise Dülger, İmamın eşi Ümmiye Sağlamcı ile Ankaradan gelen misafirleri karşılamışlar, ser- gilerini gezdiriyorlardı. Türk-Ame- rikan Kadınları Kültür Derneği Köy Kolu Başkam Beraat Renda, Mrs. Grant ve diğer dernek üyeleri de sergideki eşyaları bir bir, büyük bir titizlikle inceliyor, gipur danteli 25 Haziran 1966