June 25, 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

June 25, 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SOSYAL HAYAT Sanat Seramikte reform Düz, uzunca saçlı, ince yapılı genç adın, o Bayındırlık (o Bakanlığı konferans salonunu dolduran kala- balığa baktı, bir soluk düşündü, sonra çok tabii bir sesle: "— Buluşum fevkalâde birşey de- gil. Bana, 'nereden aklınıza geldi?" diye soruyorlar. Ben ise, bunun, bu meslekte olanların bugüne okadar nasıl aklına gelmemiş olduğuna hep şaşıyorum. Çünkü, gördüğünüz gi- bi, seramiğin mimaride bu şekilde kullanılması modem mimariye ge- niş ufuklar açmakta, ekonomik ol- duğu kadar da pratik ve güzel ol- ri açıklıyarak verdiği odemonstras- yonlu konferans büyük merak u- yandırmıştı. Onaltı yıllık emek Lerzan Öke çimentoya oksit boya- larla çeşitli renkler overmekte, böylece büyük bir reforma giderek, sıvadan sonra badanayı kaldırmak- ta, elde ettiği renkli ve canlı yü- zeyde istediği sanatı gösterebilmek- tedir. Onaltı yıldır seramik üzerin- de çalışan Öke, beş yıldır seramiğe çimento ekleyerek bu değişik tarzı ortaya atmış ve bunu ispatlamak için de Türkiyede ve Avrupada Oo- tuzbeş sergi açmış, Avrupada sekiz defa televizyona çıkmıştır. Böylece, yıllarca üzerinde çalıştığı seramiği Seramikçi Lerzan Öke çalışıyor Kendi ca vasfını biraraya getirmektedir" edi. Mimar ve mühendislerden mü- teşekkil topluluk, bu sözleri büyük bir merakla dinliyordu. Olay, geride bıraktığımız o hafta içinde Ankarada geçti. Yeni bulu- şuyla badanayı tarihe (karıştırma iddiasını ortaya atan, mimar ve mü- hendislerin ilgisini çeken seramikçi Lerzan Ökeyi İstanbullular, zaten uzun yıllardır sergileriyle, Teknik Üniversite televizyonunda verdiği teknik derslerle çok i iyi tanımaktay- dılar. Ankaralılar ise, özellikle son aylâr içinde onun mimariye getir- aiği yeni buluşla ilgilenmişler, sa- natçının İmar- İskân Bakanlığın- da, halkın önünde, bütün formülle- 28 alanında reformcu daha imkânlı, daha zengin bir hale getirmiş olan sanatçı, o seramiğin düzlüğünden kurtulmuş, çimento karışımı ile elde ettiği girinti-çıkın- tılar sayesinde, tabiata "ait herşeyden faydalanma imkânına kavuşmuştur. Bu şekilde, deniz kabuklarından ça- kıl taşlarına kadar herşey seramiğe girmekte ve ona zamanımızın espri- sini, tarihi hikâyeleri canlandırma imkânım vermektedir. Lerzan Öke, seramiği çimento ile karıştırdıktan sonra, yalnızca yaptı- ğı ufak sanat parçalarıyla yetinme- miş ve bunu modern mimariye ak- tarma çarelerini de aramış, bunun i- çin uzun bir ispatlama (savaşına geçmiştir. Öke, Avrupada açtığı ser- gilerde, eserlerini sattıktan sonra konferanslar ve okullarda (dersler vererek, yaptığı anlaşma gereğince, yeni eserlere kavuşmakta, tekrar bunları satarak yeni bir konferans turuna çıkma imkânını bulmakta- dır. Daha geniş ufuklara doğru Öke, tabii, badanayı büsbütün tari- he karıştırmak iddiasında değil- dir. Ama, bazı inşaatlarda, özellikle turistik köy evlerinde, sayfiye evle- rinde boyasız çimento yerme boyalı çimentonun amaca ne derece hizmet edeceğini anlatmış, demonstrasyon- ları ile gerçekten modern mimariye yeni bir sıcak görünüş kazandıra- bileceğini ispatlamıştır. Seramikle çimento karışımı, ayrıca rölief ove fresk çalışmalarını çok kolaylaştır- maktadır. Böylece, büyük binaların bazı cephelerini BTB ve çini çalış- maları gibi zor ve çok pahalı, O nispette de modası geçmekte olan bir tarzdan kurtarmak, bu cepheler üzerinde seramik-çimento karışı- mından faydalanarak, sanat eserle- ri meydana getirmek mümkündür. Öke, küçük parçalar ve belirli yüzeyler üzerinde çalışmaktan âde- ta yorulmuştur. Sanatım daha geniş yüzeylere uygulamanın o sabırsızlı- ğı içinde, sadece uygulamakla ye- tnmemekte, memleket memleket dolaşmakta, anlatmakta, maktadır. Buluşunu, de açıklıyarak, kabul ettirmeye uğ- raşmakta ve belki de, dünyada ilk defa, sanatım kendisine saklıyan sa- natçının biraz kıskanç, biraz bencil davranışından sıyrılıp, sanatım bir kamu hizmeti olarak ilân etmekte- dir Dernekler Köyde sergi Beraat Renda eğildi, modern yaka- lı, atik - tetik, şık bir tayyörü göz- den geçirdikten Sonra, yanındaki si- yah saçlı gençkıza döndü; — Gerçekten güzel olmuş, gü- le güle giyin" dedi. Olay, geçtiğimiz hafta (içinde, Ankaranın Gölbaşına bağlı Hacımu- ratlı köyünde geçti. Siyah sveter- li gençkızın ismi Semiha Susamlı idi. Susamlı, Fatma Demir ve köyün diğer gençkızları, anneleri, muhta- rın eşi Munise Dülger, İmamın eşi Ümmiye Sağlamcı ile Ankaradan gelen misafirleri karşılamışlar, ser- gilerini gezdiriyorlardı. Türk-Ame- rikan Kadınları Kültür Derneği Köy Kolu Başkam Beraat Renda, Mrs. Grant ve diğer dernek üyeleri de sergideki eşyaları bir bir, büyük bir titizlikle inceliyor, gipur danteli 25 Haziran 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: