11 Şubat 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

11 Şubat 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS sa buna şaşmamak gerekir" dedi. Bu arada, "Orduyu ve subayları hedef tutan davranışlarda bulunan- ların ateşle oynamakta olduklarını" da belirtti. Açıklansın, hesaplaşalım.. pesin toplantısında (oYassıadadaki tutuklulara işkence yapıldığı id- diaları karşısında “Te Kanu- nu'nu düşünerek şimdiye kadar sustuklarım belirten o Erkanlı, bu kanunun AP'liler ve bunların ya- yın organları tarafından açıkça çiğ- nendiğini, bugün Parlâmentoda ço- gunluğu elinde bulunduran AP'nin u kanunu kaldırıp karşı taraftaki- lere de konuşma kı tanıması gerektiğini ve gerçeklerin ancak' bundan sonra ortaya çıkabileceğini söyledi. Sonra işkence iddialarını cevaplandırdı. Erkanlı İhtilâlin akabinde bir ta- kım kimselerin sert, kötü muamele gördüklerini inkâra kalkışmadı. Ya- zılanlar hangi günlerin hikayesiydi? Hep 27 Mayısın, 28 Mayısın, haydi bilemedin ilk Haziran günlerinin... Dolu bir milletin infial içinde oldu- Su günlerdi bunlar. Orhan Erkanlı- ağır ağır şunları söyledi: — 27 Mayısta sanıklar, halk v Ordu üzerinde uyandırdıkları nek retle mütenasip bir tepki görmüş- lerdir. Hiç kimseye bu konuda bir tek emir ve talimat verilmemiştir. Her 27 Mayıs görevlisi o andaki takdirinin Ölçüleri içinde, 10 yıllık bir birikmenin sevki ile hareket et- miştir. Harp Okulunun ve Yassıa- danın, Balmumcu Garnizonunun bi- rer dinlenme kampı ve 27 Mayısın da bir turistik gezinin ilk günü ol- madığı bilinmelidir. . Bugün dahi, 27 Mayıs günü başsuçluların imha edilmeyişi (oObüyük bir çoğunluğun tenkid konusudur. Ne bekliyorlar- dı? Kendilerine madalya mı vere- cekti Kaldı ki, binlerce sanıktan yal- nız 5060 tanesi ağır muameleye mâruz kalmışlar, diğerlerinin kılı- na bile dokunulmamıştır. Bu far- kın nereden doğduğunu herkes ken- di mazisinde aramalıdır. Özel sor- guya tâbi tutulanların sayısı 60'dan ibarettir. Bunların çoğu, kirli suç- lardan sanık olan ve suçlulukları o- laylarla osabit bulunan kişilerdir. Sorgulama ekipleri emniyet ve milli emniyet uzmanlarından kurulmuş olup, muhafaza görevleri dışında subaylara katiyen görev verilme- 11 Şubat 1967 YURTTA OLUP BİTENLER Yassıada Yeni istismar konusu Erkanlı basın toplantısında, Yas- sıadada, koğuşlara gizlenmiş mikro- fonlardan doldurulmuş teyp bant- larının da açıklanmasını istedi. Bu bantların halen Genel Kurmay Baş- kanlığı kasalarında bulunduğunu söyleyen (Erkanlı, "bu bantlar ya- yınlandığı takdirde gerçeklerin ke- sin olarak aydınlanacağını ve bazı tutukluların özel konuşmaları sıra- sında yaptıkları ifşaatların ve bir- birlerine, bilhassa Menderese ettik- leri küfürlerin, tüyler ürpertici oldu gunu" ifade etti — Bu vesikalar açıklandıktan sonra türk milleti, memleketi 27 Mayısa götürenlerin 'çirkin subay- lar' değil 'çirkin politikacılar, oldu- gunu görecektir" diye konuşmasına devam eden Erkanlı, bu konuda Cumhurbaşkanı Sunay ve Genel Kurmay Başkanı Turalın da yar- dımcı olmalarını istedi. Bu işkence- lerin yapıldığı NE edilen günlerde Turalın İstanbul. Sıkı Yönetim Ko- mutanı olduğunu belirten Erkanlı, bu yüzden bantların açıklanması- nın Tural için "zaruret olduğunu" ilâve etti. Ateşle oynayanlar Esi MBK Genel Sekreteri ve ih- tilâl idaresinin en aktif eleman- larından Orhan Erkanlıyı bu basın toplantısıyla yeni açıklamalar yap- maya iten başlıca sebep, AP Adana Milletvekili Turhan Dilligilin sahibi bulunduğu gazetede bizzat Dilligil tarafından kaleme alınan bir seri yazı olmuştur. Aynı gazetede ya- yınlanan önceki yazılarında da Or- u mensupları için * "Çirkin Subay" "Allahsız Gardiyan", "İşkence âlet- leri", "Moskofları aratan adamlar", "Çeteciler' gibi sıfatlar kullanan Di ligil, son olarak yayınladığı ve daha önce duvar af işleriyle günlerce rek- lâmını yaptırdığı "Yasak (O Bölge- Yassıada" başlıklı yazılarda, su- baylar için aynı sıfatları kullanma- ya devam ediyor ve subayları, bu- radaki tutuklulara insanlık dışı iş- kenceler yapmakla suçluyordu. Ger- çi bu defaki ithamlar, o Dilligilin "gadre uğramış kahramanları" DE fından yapılıyordu ama, yazıyı ligil kaleme aldığına ve bunları e hibi olduğu gazetede yayınladığına göre, aralarında bir fikir ayrılığı yok demekti. Aslına bakılırsa, bütün "gözyaşı tacirliği'ne rağmen Turhan Dilligi- lin bu yazılardaki samimiyetine niç kimse ve hattâ, "gadre uğramış kahramanlar"ı bile oinanmıyordu. Zira, aynı Dilligil, hemen 27 Mayıs- tan sonra -2-17 Ocak 1961- Akşam Gazetesinde yayınlanan "İhtilâli 'Sa- nık Olarak Yaşayan Adam" başlıklı hâtıralarında, bugün yazmış olduk- larına tamamiyle zıt şeyler söyle- mişti. Meselâ bunlardan birinde 27 Mayıs sabahı gördüklerini, bir "sa- adet kucaklaşması" şeklinde tanım- lıyordu. Ertesi günkü yazısında ise, bugün halka bir "peygamber" gibi sunmaya çalıştığı Adnan Menderes hakkında şu sözleri kullanıyordu: "Eskişehirde Menderes böyle söyle- 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: