İKTİSADİ VE MALİ SAHADA olmasına rağmen, Tekel eksper ve ilgililerinin ilgisizliği ve (o tatbikatta meydana gelen aksaklıklar, bugün- kü üzücü durumu yaratmış bulun- maktadır. Tütün ekicisi bugün, ma- liyetleri dahi kurtaramayacak bir durumla karşı karşıya bırakılmıştır. Tekel, kendi hatâsını ekicinin o o- muzlarına yüklemiştir. ıp lâflarla ekici tarladan kovalanır gibi durum yaratılmıştır. Bugün kan ağlayan tütün ekicisini, bu du- rumdan kurtarmak lâzımdır." Federasyon ilgililerini böyle bir feryada iten nedeni, piyasanın açıl- ması üzerine Egeye giden muhale- fet milletvekillerinden Lebit Yur- doğlu, Muammer Erten, Mustafâ Ok ve Yusuf Ziya Bahadınlı da ayni noktada birleşerek, izah etmişlerdi. Tüccarlara sağlanan milyonluk kre- dilerle küçük üreticinin borçlarını dahi ödeyemiyecek kadar perişan duruma düşürüleceği gözlemi, söz konusu politikacılar tarafından da paylaşılmıştı. Bu satırların yazıldığı andaki tablo ise şöyledir: 118 milyon kilog- ram tütünden sadece 100 milyon ki- losu satılmıştır. Bu haberi duyanlar, piyasanın olumlu bir şekilde geliş- tiğini sanabilirler. Oysa, Akhisar ve dolaylarında tütünün kilosu bir li- raya kadar düşmüştür. Bazı bölge- lerin tütünlerinden büyük oranda ıskartaların ayrılması olayları gö- rülmüştür. Bazı bölgelerde de, sa- tın alınmayan tütünlerin yakılması sağlık verilmekte ve yakmak için kullanılacak gaz paraları bizzat e- kiciden istenmektedir. Tütüncülerin genellikle katıldık- ları tarım kooperatiflerinden aldık- ları borçlan ödemeye, ürünleri kar- şılığında aldıkları paralar yetme- mektedir. Borçların rn sağlamak amacı ile, müteselsil fillerin hepsinin ii ali makta ve tüm bir köy halkının öde- yemediği borçlan için, kefil (olan komşu köylerin halkına yönelin- mektedir Bütün bu trajedi, üretimin fazla- lığı gibi, yüzyılımızda sadece gülüne- cek bir bahaneye dayanmaktadır. Dünyanın hemen bütün ülkeleri i- çin, ekonomide tek amacın üretimi arttırmak noktasında toplandığı bir dönemde, nadir ihraç ürünlerimiz- den olan tütünün başına gelenleri görmek, acınacak bir durumdur. Dünyanın büyük bir kısmı henüz yeterince sigara içmemektedir. Bir lâtife şeklinde söylendiği gibi, ör- neğin türkiyenin bütün fazla tütün üretimi Kıta Çinin halkına tek bir sigara bile olmaz. Şu gerçeği belirt- mek gerek ki, bütün dünyada muh- Mustafa 26 Ok — Muammer Erten Doğru söyleyen var ama... AKİS temel tütün piyasaları istenildiği gibi incelenmemiş ve muhtemel alı- cılar ortaya çıkarılmamıştır. o Öte yandan, tütün sanayiinin yeterince donatılmaması ve kötü yönetilmesi yüzünden, mamul halde tütün ih- racı, konusu hemen hemen tamamiy- le terkedilmiştir. Bu kafa ite. varı- lacak sonucun, bir avuç yerli ve yabancı tüccar için milyonlarca ki- şilik tütün ekicilerini feda etmek- ten başka türlü olması zaten dü- şünülemezdi. Yem borusu evlet, şimdiye kadar sadece tüc- Dcarların ve kapkaççı alıcıların i- şine yaradığı binlerce örneği | ile sabit olmuş "baş fiat" ilân etme huyundan vazgeçmelidir. Yapılacak iş, baş fiat yerine "Taban fiat" tâ- yini olmalıdır. Bahane ve vesile ne olursa olsun, hiçbir kimse ekicinin elinden tespit edilen taban fiatının altına inerek tütün satın alamama- lıdır. Bu yapılmadığı sürece tütün ekicilerin, özellikle oküçük üretici- nin tüccara yem olmasını önleme- ye imkân yoktur. Tütün yetiştirilmesinin ne bü- yük kahırlarla dolu olduğunu bi- lenlerin, oynanan bu oyun karşısın- da gözleri dolu dolu olmaktadır, E- lindeki tütünleri henüz satmadan yeni yılın ekimine hazırlanan tütün ekicisi, daha balyalarım yapmadan tütün tarlasını sürmek zorundadır. Soğuğa ve dona karşı alabildiği ted- birlerle fidelerini yetiştirmeye giri- şir. Bir çocuğa bakar gibi yetiştiri- len fideleri dikebilmek için tarlasını yeniden sürüp hazırlar. İklim şart- larının imkân vermesini bekler. Ni- hayet tütünlerini diker. Sonra bi- rinci çapalama... İkinci çapalama... Tütün kırmak için gece yarılarında kalkıp lüks fenerlerinin ışığında yaprak kırarak çardaklara dönen iş- çiler, bütün gün tek tek her yaprağı dizerler. Sonra kurutma derdi baş- lar. Kuruyan tütünleri tavlamak ge- rektir. Sonra da balyalamak... Başka tarım ürünleri için iki ü- rün yılı sayılan bir sürede tek bir ürün alabilen tütün ekicisi, bunca gayretlerin sonunda bir avuç tücca- ra peşkeş çekilmemelidir. Gerçeği gören ekiciler, koalisyon hükümet- leri zamanında uygulanan fiat poli- tikasının özlemini duymakta ve O günleri tütünün altınçağı olarak acı acı hatırlamaktadırlar. Il Şubat 1967