11 Şubat 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

11 Şubat 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sonra ilâve etti. — Kendi kendilerine gelin - güvey oluyor- lar, canım.. Anlamadım. İlah etti: "— Seçimler 15 Ekimde. Bir değişiklik yok.. Devlet Başkanıyla da bu hususta mutabı- kız. Zaten daha önce bitirilmesi mümkün de- gil. Şimdi, Yassıada duruşmalarıyla hükümle- rin o tarihe kadar yetişirilmesine çalışılıyor. Mütehassısların görüşü, bunun kabil olduğu- ur," İsmet Paşa Sivil iktidara Yassıadadan bir şey kalmamasını, bütün hesaplarla intikâl dev- rinde kapatılmasını istiyordu ve bunu her dü- şüncenin üstünde tutuyordu. Nitekim bilim bu konuşmamızdan bir kaç gün sonra, Ankarada- ki açıkgöz gazetecilere kesin şeşim târihi du- yuruldu: 15 Ekim. Buna mukabil Siyâsi fâali- yete hemen Müsâade edilecekti. Bir gün Gür- sel, galiba Komite arkadaşlarına da fâzla bir tafsilât vermeden "I Nisan" gününü ortaya at- tı. İstim arkadan geldi, Komite ve Hükümet | Nisanı muvafik buldular, 1 Nisanda siyasi fa- aliyet bütün partiler için açıldı. Bu, fiilen, 1961 seçimlerinin de kampanyasının başlama tari- hiydi. Bu arada Gürsel tekrar kendi Cumhur- başkanlığı konusuna dönmüştü. Bu konunun bütün o devre, İhtilâlin Başı için taşıdığı mâna şaşırtıcıdır. Gürsel Çankayadan katiyen ayrıl- maya yanaşmıyordu ve bunun kendisince gayet makul ve makbul bir sebebi vardı: Millet böy- le istiyordu ve memleketin kendi Cumhurbaş- kanlığına ihtiyacı büyüktü. O günler Türkiye- ye gelen bir alman televizyon heyetine Devlet Başkanının söylediği bir. sözü hatırlıyorum. Alman gazeteciler sormuşlar: "— Parlâmento isterse Cumhurbaşkanlığı için adaylığınızı koyacak mısınız?" el Gürsel cevap vermiş: — ,, Parlâmento değil, millet isterse koya- cağım.. Yalnız, bu nasıl olacaktı? Anayasa Komis- yonu Anayasanın tasarısını tamamlamış ve Meclise vermişti, Meclis de bunun görüşmesi- ne başlamıştı. Tasarıda Cumhurbaşkanının se- çilme şekli açıkça gösteriliyordu. Cumhurbaş- kanı seçimi tek dereceli Olarak yapılmayacaktı. Cumhurbaşkanını Parlâmento seçecekti ve Cumhurbaşkanlığına getirilen kimsi de, ara- dan bir devre geçmeden tekrar Cumhurbaşkanı olamayacaktı. Yani Cemal Gürsel adaylığını ancak Parlâmentoda koyabilecekti ve oyu da milletvekilleriyle osenatörlerden isteyecekti. O zaman, Cumhurbaşkanlığı, Parlâmentosun te- şekkül tarzıyla ilgili kalıyordu ve bu iradenin kullanılmasında İsmet Paşanın Cumhurbaşkan- 148 lığına adaylığını koymamasının etkisi fazla ol- mayacaktı. Cemal Gürsel, Anayasanın Kurucu Meclis- te görüşülmeli sırasında açıktan veya dolam- baçlı yollardan Cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili maddenin arzuladığı şekli almasına çok çalıştı. İhtilâlin Başı, genel olarak bu seçim tarzını tasvip etmiyor değildi: Ama bir defaya mahlus olmak üzere, ilk Cumhurbaşkanının tek dere- celi seçimle, doğrudan doğruya seçilmeli üze- rinde ısrar ediyordu. Bunda sadece, kendisinin Çankayadâ kalması arzulu rol oynamıyordu. Komisyon tarafından getirilen Anayasa, Cum- hurbaşkanlarına fazla bir rol tanımıyordu. Kudret Parlâmentonun ve Hükümet Başkanı- nındı. Gürsel, eğer tıpkı Parlâmento gibi kendi- si de doğrudan doğruya millet tarafından seçi- lirse bunun eş ağırlıkta iki kuvvet yaratacağı- nı, bu suretle işleri istediği şekilde ve bir yük- sek hakem gibi idare edebileceğini düşünüyor- du. Cumhurbaşkanı Gürsel böylece devlet için- de devlet olacaktı ve İsmet Paşayla parlamen- ter demokrasinin taraftarlarının itirazlarının sebebi de tam buydu. Cemal Gürselin arzusu o ilkbahar İsmet Paşaya duyuruldu. C.H.P. Genel Başkanının ce- vabı kesin bir "Hayır!" oldu. Kurucu Mecliste C.H.Ptam çoğunluğa sahip bulunduğundan, artık Gürselin dahi bunu dağıtmaya (Oo yetecek kudreti olmadığından ve Meclisteki C.H.P. ço- gunluğu İsmet Paşanın görüşüne katıldığından Gürselin Cumhurbaşkanlığına tek dereceli se- çimle gelmek hayâlinin gerçekleşmesine imkân kalmamıştı. Gelecek Yazı Haziran 1961 Patlaması

Bu sayıdan diğer sayfalar: