11 Şubat 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

11 Şubat 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

karmak"ı düşündüler. Genel Baş- kan toplantıya İl Temsilcilerini, Merkez Yönetim Kurulunu ve Parti Meclisini çağırmıştı. 8'ler ve peyk- leri bundan, milletvekillerinin sa- lona alınmayacakları mânasını çı- kardılar. Zorla gelip oturacaklardı, salondan çıkmayacaklardı, gürültü edeceklerdi, sonrada toplantının tek taraflı geçtiğini, kendi görüşle- rine söz hakkı verilmediğini bildi- receklerdi. Toplantının arefesinde Ruhi Soyer "Çıkarsınlar da baka- lım!" diye bağırıyordu. Fakat İnö- nü toplantıyı, sadece milletvekille- rine de değil, basına bile açık yapın- ca evdeki hesapların hiç biri çarşı- ya uymadı ve hizipçiler fena apış- tılar. “Fens Mektubu" pa rağmen, eğer 8'ler bir büyük hata yapmasalardı ve bir misalle ne kadar küçüldüklerini gözler ö- nüne sermeselerdi, Teşkilât indinde itibarlarını belki de o kadar çabuk yitirmezlerdi. .Ama ilk gün, sözcü diye Emin Paksütü konuşturmaları ve Paksütün, meşhur taktsızlığıyla toplantıyı bir "Demir Perde gerisi memleket partisi toplantısı 'yla kı- yaslamaya o kalkışmı hele Genel Başkana karşı saygısızlığı herkesi çileden çıkardı ve daha baştan ha- vayı değiştirdi. Paksüt mikrofonun başından âdeta kovuldu. Onu taki- ben başka bir fırsatta Coşkun Kır- canın cırtlak cırtlak bağırmaya kal- kışması ve onun da "Sus! Terbiye- siz.." diye sert şekilde susturulma- sı, Temsilcilerin havasını gösterdi. Bunların üstüne, şimdi CHP'de ""Ye- ni Fens Mektubu adı verilen aşağı lık tertip ortaya çıkınca, hattâ Fey- zioğlu bile az adamın gözünde kaldı. Tertibin ortaya çıkması, "Oto- stopla politika" diye bir yazı serisi yayınlamış bulunan Celâl Kargılı- nın toplantıdan bir gün önce Çan- kayadaki Pembe Eve gelip İsmet İ- nönüyü görmesiyle başladı. Kargı- lının elinde bir kitabın müsvedde- leri vardı. Kendisini Tarsustan Or- han Öztrak özel surette ve acele o- larak getirmişti. Geldiğinde Emin Paksütün yazıhanesine götürülmüş- tü. Orada Feyzioğlu ve Kırca da vardı. Bunlar Kargılının eline bir kitabın dizilmiş müsveddelerini tu- tuşturmuşlar, bu kitabın üstüne imzasını atmasını istemişlerdi. Kar- gılının intiba kitabın Feyzioğlu ta- rafından ve Kırcayla Paksütün yar- dımıyla kaleme alınmış olduğuydu. Bunda Feyzioğlunun temcit pilâvı gibi durmaksızın tekrarladığı iddia- lar yer alıyor, CHP'nin komünist- leştirildiği (o söyleniyordu. 8'ler de 11 Şubat 1967 Yükselen Bir Adam Kemal Satır İnsanların güç zamanlarda, dar zamanlarda belli olduklarının bir misalini C.H.P.'de bir adam şu anda vermektedir. Eski partideki sisler dağıldığında Kemal Satır, bir karakter âbidesi olarak gözler önünde belirecektir. Bu çetin İhtilâf sırasında eski Genel Sekreterin, Bülent Ecevitin selefinin takındığı asi) ve mert tavır her halde unu- tulmayacak ve Kemal Satır partinin bir "lâzım adam'"ı olarak gere- ğinde mutlaka hatırlanacaktır. Eğer Bülent Ecevite karşı bilhassa muhteris yaşıtlarında beliren istirkap hissi -şunun bir güzel türkçesini de bulamadık, gitti herkesi saran bir hastalık olsaydı buna evvelâ Kemal Satır yakalanırdı. Zira Ecevit doğrudan doğruya Satırın yerini ,koltuğunu, otomobilini al- mıştır-ve Ortanın Solu Kurultayda böylesine ezici bir zafer kazanma- saydı Satır muhtemelen yerini muhafaza edecekti. Hattâ, Ortanın Solunun ayağı sekerse, birleştirici bir insan olarak gözlerin tekrar Satırı araması bir ihtimal olarak ortadadır ve hadiseler şahittir ki bunun e biri nisbetinde ihtimaller bazı ihtiras erbabının siyasi strip-tease yapmasına yetmektedir de artmaktadır bile Kemal Satırın bugün C.H.P.'de iktidarda olan Ortanın Solu Eki- biyle her noktada ve tamamile mutabık bulunmadığı bir gerçektir. Parti disiplini ve iyi Pp bunu zaten gerektirmez. Kemal Satır bu ekibi dört başı mâmur bir ekip olarak da görmemektedir ve onun zayıf taraflarını bilmekte, eksikliklerini farketmektedir. Ama eski Genel Sekreter bir defa, Ortanın Solunun felsefesine inandığı için ve belki daha da önemlisi, insanları nenin küçülttüğünü, buna mukabil nenin büyülttüğünü iyi bildiğinden tâ baştan itibaren yeni idarecile- rin yardımcısı olmuş, gerektiğinde onları desteklemiş, zayıf, eksik taraflarının kapatılmasına çalışmıştır. Partisini idare edenlerin teke- rine çomak sokmaya kalkışmak Kemal Satırın bir tek gün, bir tek an hatırından geçmemiştir. Bunu açıktan yapmamıştır, bunu kapalı kapıların arkasından yapmamıştır. ine, çekişmeye bir hal yolu bulmak üzere bütün iyi niyetini ortaya koymuş, fakat iyi er Su- iniyet erbabı üzerinde tesirli olmadığını anlayınca ihtilâfın haklı ta- rafında vaziyet almıştır. Kemal Satır, kendi partili neslinin böyle davranan tek örneği de- ğildir. O nesil, hemen tamamı itibariyle, belki İnönüyü iyi tanıyıp ona bağlı olduğundan, belki particilik DYE daha KEM dala dürüst bulunduğundan ve bunların yanında, mutlaka, partinin memleketin menfaatini iyi takdir etüğinden "Sekizler" in karşısında kalmıştır. Kemal Satırın bunların içinde bilhassa belirmesi, görev- den çekilen bir partilinin göreve getirilen bir partiliye karşı nasıl davranması gerektiğini en mükemmel şekilde göstermiş olmasın- dandır. Her halde Satır bu davranışıyla çok kimseye bir insanlık ve par- ticilik dersi vermiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: