31 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

31 Aralık 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Alpaslan Türkeşin Başbakanlık Müsteşarlığın- dan alınması bu grup için bir darbe teşkil etti ama 14ler diye bilinen zümreden bazıları faa- liyetlerine aynı hızla devam ettiler. Bunlar genç- lerin arasına, gazeteciler çevresine, ordu içine giriyorlar, tasarladıkları hareket için kendileri- ne destek olacak yan kuvvetler arıyorlardı. Yu- kardaki resimde Türkeş, Başbakanlığın merdi- yenlerinden inmektedir. sulü oldu. Halbuki Komite daha da akıllıca dav- ransaydı ve balayı havası devam ederken ikti- darı sivil idareye devretmenin çaresini obula- bilseydi bir soğukluk hiç belirmeyecekti. O günler Komitenin hoşlanmadığı, hiç haz- zetmemeye başladığı başka bir mesele, gene "bir kısım basın" diye anılan gazete ve dergilerin 98 yayınlarıydı. Bunlar, acı tesadüf, Menderesin de hoşlanmadığı, hiç hazzetmediği gazete ve dergilerdi. Tabii Akisti, Cumhuriyetti, Milli- yetti, o sınıf yayın organlarıydı. Bunlar, gene acı tesadüf, Menderesin de hoşlandığı, pek haz- zettiği gazete ve dergilerin aksine, M.B.K. ni, onun üyelerini şişirip göklere çıkarmıyor, on- lara "Canlanmak için sizi bekleyen bu toprak- lar.." diye başlayan ve "Mutlaka iktidarda kal- malısınız.." diye biten medhiyeler kaleme almı- yorlar, aksine, gerçeklere dayanan tenkitler yapıyorlar, samimi fikirlerini, görüşlerini SÖy- lüyorlardı ve bunlar aydınlar, gençlik, umumi efkâr üzerinde tesirli oluyordu. Bu, "Canlanmak için sizi bekleyen bu top- raklar"ın bir eğlenceli hikâyesi vardır. Onu anlatmalıyım. Söz, Suzan Sözenindir. İhtilâlden sonra Menderesin Başbakanlıktaki kasası açılmış ve içinden, eski Başbakanın "ilgi çekici" bularak sakladığı mektuplar, vesikalar, hatta, mahiye- ti bir türlü anlaşılmamış meşhur kadın külotu çıkmıştır. Bunların bir kısmı, Menderesin nasıl bir adam olduğunun belirtilmesi için o günler el altından basına da aktarılmıştır. Biz de ba- zılarını yayınladık. O Babıâli kalemlerinin mek- tupları vardı, iğrenmeden okumak kabil değil- di. Bunların sahiplerinden çoğu bugün bambaş- ka türküler çalmaktadırlar ama hangi yazının altında o imzalardan birini görsem aynı iğren- me hissi içimi hep doldurur. Suzan Sözenin mektupları edebi ve ateş- liydi. Bir tanesinde şöyle diyordu : "Yürüyorduk.. Deniz kenarı. Bir gece.. İkinci Cumhuriyet demiştin. Doğru.. Canlan- mak için seni bekleyen bu topraklar. İkinci Cumhuriyet. Her sahifesi, her satırı ismini ta- şıyacak bir destan." Menderesi batıran bu edebiyat, İhtilâlin Üçüncü ayında bir kısım M.B.K. üyesini büyü- lüyor ve bunlar o büyünün tesirinde, aynı ma- salı okumayan basın mensuplarına fena halde kızıyorlar, hatta onlara kargı tehditler bile sa- vuruyorlardı. Bunlardan Muzaffer özdağın bir gün gelip, beni İsmet Paşaya şikâyet ettiğini bilir misiniz? Tarih, 20 Ekim 1960, Bir kaç gün önce İsmet Paşadan Muzaffer Özdağ adına randevu istenmiş, İşmet Paşa da o Perşembe, saat 11'i vermiştir. Özdağ lİ'de, Ayten Sokaktaki eve geliyor ve 12'ye aa kalıyor. İsmet Paşanın bu ziyaretten sonra kendi küçük acendasına düş- tüğü not şu: "Saat 11. Muzaffer Özdağ. Sa. 12'ye ka- dar. Çok enteresan. Akise aleyhtar. Demokrasi vasıta- Dava Türkiye. Muzaffer Özdağ İsmet Paşaya fikirlerini anlatmış. O günler küçük dağların yaratıcısı

Bu sayıdan diğer sayfalar: