31 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

DÜNYADA OLUP BİTENLER süren Asya - Aftika onunda b ya- zorun zorlama birler ye bir bulş gidişle, Rodezya siyahları, 1967 için- de de beyazların boyunduruğundan kurtulacağa (o benzememektedirler. Hele, 1966 yılında Başbakan Ver- GEÇEN HAFTA DÜNYADA YUNANİSTAN — İhtiyar politikacı Papandreunun, 1965 Temmu- zunda Kral Konstantinle giriştiği kuvvet denemesinin ilk raundunu kaybedip işbaşından uzaklaştırılmasından sonra kurulan Stefanopu- los hükümeti, geçtiğimiz haftanın başında, Kanellopulos liderliğinde- ki Milli Radikal Birlik Partisinin -ERE- artık hu hükümeti destek- lememek kararım vermesi üzerine, istifa etmek zorunda kalmıştır. Bilindiği gibi, 300 koltuklu yunan parlâmentosunda Stefanopulos an- cak 153 kişinin desteğini sağlayabiliyor, yani topu topu 3 kişilik bir fazlalıkla iş görüyordu. Milli Radikal Birlik Partisinin 99 oyunu kay- betmek, bu bakımdan, Stcfanopulosun bütün desteğini yıkmıştır. Partilerin karşılıklı tutumları ve parlâmentodaki oy dağılışı yeni bir koalisyona gidilmesine imkân vermediği İçin, Kral Konstantin Yu- nan Bankası direktörü Yani Paraskevopulosu, ister istemez bir yıl önceye alınan yeni seçimleri hazırlamak Üzere bir teknisyenler hükü- meti tatmakla görevlendirmiştir. Hatırlanacağı üzere, 1963 genel se- çimleri de gene Paraskevopulosun kurduğu geçici hükümetin yöneti- mi altında yapılmıştı. Tarafsız yorumcular, önümüzdeki Mayıs ayın- da yapılması beklenen yeni seçimleri, Konstantin ile Papandreu ara- sındaki kuvvet denemesinin İkinci raundu olarak nitelemektedirler. Eğer Papandreu bu seçimlerde çoğunluğu yeniden ele geçirecek olur- sa, Yunanistanda krallığın geleceği önemli bir ipotek altına girecek demektir. Bunu önlemek için, Yunan Kralı ile sağcı partilerin, seçim kanununu, kendilerine en elverişli gelecek biçimde değiştirip öylece sandık başına gidilmesine çalışacakları söylenmektedir. FRANSA — Yunanitanda yeni seçimlere gidileceğinin açıklandığı sıralarda, Fransada da, önümüzdeki Mart ayında yapılacak genel seçimlerde çoğunluğu bir kere daha De Gaulle'cülere kaptırmamak için, ortanın solundaki partiler anamda bir seçim dayanışması an- laşması yapılıyordu. Bu anlaşma, François Mitterand'ın liderliğinde- ki Demokratik Sosyalist Sol Federasyonu ile Komünist Partisi ara- sında olmuştur. Bilindiği gibi, Demokratik Solun içinde da Fransız Sosyalist Partisi, Radikal Parti ve birçok irili ufaklı bağımsız sosya- list kurum vardır. Buna karşılık, Komünist Partisiyle ortak Ur dav- ranış programı üzerinde de anlaşılmasını isteyen Birleşik Sosyalist Partisi ve ünlü politikacı Mendes-France, işbirliğinin yalnız seçimlere inhisar edeceğini anlayınca, anlaşmaya katılmamışlardır. Gerçekten, bu anlaşmada partiler özellikle dış politika konusunda aralarında görüş ayrılıkları bulunduğunu kabul etmekte, fakat mutlak çoğunluk sağlanamadığı için ikinci tura başvurulacak seçim bölgelerinde bu ikinci turda en kuvvetli görünen solca aday lehine seçimden çekil- meyi ve sola verilen oyların bu adaya gitmesini sağlamaya çalışmayı öngörmektedirler. Bu kadar sınırlı bir çerçeve içinde olmakla bera- ber, tarafsız gözlemciler, bu anlaşmanın 1935 yılından buyana komü- nistleri ilk defa başka partilerle işbirliğine yanaştırdığım belirterek, bu dununun ilerisi için önemli sonuçlar yaratabileceğine dikkati çek- BUNLAR DA OLDU atmıştır. Fakat, adı "zorunlu" olma- sına rağmen, bunlara uymayacakla- ra uygulanacak hiçbir uluslararası müeyyide düşünülmüş değildir. Bu 08 woerd'ün öldürülmesi üzerine Gü- ney Afrika Birliğinin başına ırk ay- rımı şampiyonlarından Balthazar Vorster'in geçmesinden sonra... AKİS Umut, umut, umut... Bloklar içinde birkaç yıldır iyiden iyiye açığa çıkan parçalanmalar, IX56 yılında daha da büyümüştür. Moskova * Pekin geçimsizliği her ge- çen gün biraz daha artmaktadır. Sovyet yöneticileri, 1966 sonuna doğ- ru, Çin Halk Cumhuriyetini dünya komünist akımının dışına çıkarmak için yeniden harekete geçmişe ben- zemektedirler. Fakat asyalı komü- nist partilerle Moskova - Pekin an- laşmazlığını okendi o bağımsızlığını sürdürmek için pek iyi kullanan Romanya, hâlâ böyle birşeyin kar- şısındadırlar. Batı bloku içindeki duruma gelince: Fransanın NATO'- dan kopuşu 1966 yılında daha da hızlanmış bulunmaktadır. De Gaul- le'ün Moskovaya, buna karşılık, Ko- siginin de Parise yaptığı ziyaretler sonunda, Moskova ile Paris arasın- da kurulacak bir kırmızı telefon hattı dışında, elle tutulur bir anlaş- maya varılamamış olmakla beraber, Fransa ile Sovyetler Birliği arasında sıcak rüzgârlar esmektedir. Sovyet- ler Birliğiyle iyi bağıntılar kurulma- sını isteyen tek batılı devlet, Fransa değildir, NATO'nun öteki avrupalı üyeleri de bir Batı - Doğu yakınlaş- ması peşindedirler. NATO Bakanlar Konseyinin Pariste yaptığı son top- lantıda bu istek açıkça ortaya çık- mıştır. 1966 yılının son aylarında vu- kubulan Federal Almanyadaki hükü- met değişikliği, bu yakınlaşmayı es- kisine göre daha kolaylaştırmış gö- rünmektedir. Zaten geride bırak- mak üzere olduğumuz 1966'nın tek olumlu yanı da, bundan başka bir- şey değildir. Operatör Doktor MUZAFFER ARGUN Kadın Hastalıkları Mütehassısı Tel: 127943 (AKİS: 469) 31 Aralık 1966