31 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

31 Aralık 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS CHP'nin Rüzgârlı Sokaktaki Genel Merkezinde, gözlüklerini kalın kaş- lannın üstüne kaldırmış orta yaşlı bir zat, kendisiyle görüşen AKİS muhabirine, ii söylüyordu: "— Bunun sür-git böyle devam etmiyeceği bilinmelidir. Bu mücade- leden taraflardan birisi galip, diğe- ri mağlüp çıkacaktır. Şahsi inan- cim: Partinin geleceği, bu mücade- leyi bizim kazanmamıza bağlıdır. Kazanacağız da... Onlar, öküz altın- da buzağı aramaya devam etsinler. Kendileri bilirler." CHP Genel Sekreter Yardımcısı Dr. İbrahim Öktem, AKİS Muhabi- rinin, "Peki, Paşa bu konuda ne dü- şünüyor acaba?" sorusuna İse şu ce- vabı verdi: "— Paşa da aynı düşüncede olma- lı." İnönü, düşüncesini şüphesiz, ya- pacağı konuşmada açıkça söyleye- cektir. Ancak Parti içinde bir avuç hizipçinin yüzünden Genel Merkezle Grup arasında bir çekişmenin ya- ratılması, görülmektedir ki Genel Başkanı en fazla üzen husustur. Or- tanın Solunu Kurultay anlamıştır, Teşkilât anlamıştır, halk anlamaya başlamıştır. Bunun o anlatılmasına devam edilmek gerekirken onun bi- rakılıp, yerine tezvir makinelerinin işletilmesi, bir takım şüphelerin u- yandırılmasına bu defa CHP'den bil grupun, sadece özel düşüncelerle başlaması her halde tepki yaratma- yacak değildir. Böyle gittiği takdirde olağanüstü bir Kurultayın İlkbaharda toplan- tıya çağırılması ve orada dana*m kuyruğunun kesin kopmasına gidil- mesi ve tam bir hesaplaşmayla CHP nin yeni ve canlı yoluna çomakcısız yönelmesi büyük bir sürpriz teşkil etmeyecektir. Sosyalistler Kol kırıldı yen dışında (Kapaktaki çalgılar) TİP İstanbul Milletvekili Prof. Sa- dun Aren, '— Birisi gelse ana... Yahut, misali böyle koymuyalım, Birisi gel- se bana; 'sen namussuzsun, sen hır- sızsın, sen yalancısın. Gel bu mese- leyi konuşalım' dese; ben oturup, o adamla münakaşaya mı girmeli- ve , bu haftanın başında Pa- zaten 2 günü, Bütçe Komisyonuna yakın bir Meclis köşesinde AKİS'çi- ye verdiği bu örnek, aslında, bir so- runun cevabini teşkil ediyordu. E- pey bir süredenberi çok kimsenin ve özellikle işin yüksek seviyedeki kulisini bilmeyen sosyalistlerin ka- falarını kurcalamakta olan soru ise şuydu: "Yön sütunlarında açılan sosyalizm ve TİP tartışmasına TİP liderleri niçin katılmadılar?" Aren, bu soruya cevap olarak yu- karıdaki ilginç örneği verdikten son- ra, açıklamasına şöyle devam etti: YURTTA OLUP BİTENLER yonizme kaydığımızı, politikamızın yanlış, Parlâmentodaki çalışmaları- mızın yetersiz olduğunu söyledi... Arenin, TİP liderlerinin tartış- maya açıktan katılmamalarının ne- deni olarak söyledikleri gerçeği tam ifade etmiyebilir. Ama bu arada be- liren bir nokta vardır ki bu, gerçe- ğin ta' kendisidir: Türk sosyalistleri bir süredenberi kendi aralarında bir savaşa düşmüşler ve birbirlerine en yıpratıcı şekilde hücum ve ithamlar yağdırmaya başlamışlardır. e Bugün TİP Ankara İL Merkezi Et de kaynar, dert de.. — Derginin sütunlarındaki tar- tışmanın sınırları ve zemini bizim dışımızda kararlaştırılmıştı. Söyle- diğim gibi, bana hırsızsın diyen a- damla oturup uzun uzun ve başarı- lı olarak tartışsam bile, sağlıyâbile- ceğim en iyi netice, sadece, hırsız ol- madığımı ispat etmek olacaktır. Av- cıoğlu da, tartışmayı başlattığı ya- zıda TİP'i ve yöneticilerini sert şe- kilde itham etti ve 'gelin, oturup bunları tartışalım' dedi. Bizim prog- ramımızın Batı aktarmacılığı ve çe- viriden ibaret olduğunu, hızla reviz- Türkiyede bir sosyalistin bir sosya- liste veya sosyalist grupa Demirci- den veya Johnson'dan çok esp söylemek fazla mübalâğa olm yacak- tir. Birbirlerini ' “tahrifçilik"le, 'san- dalye hırsı' "ile, “el yargısı ile Ki maya girmek”"le -ki bu söz, di- linde, gerdeğe girmekle ilgili bir te- kerlemeye dayanmaktadır-, 'revizyö- nizmle, "ihtilâl taraftarı olmak'"la, "sekterlik"le suçlamaktadırlar. Kavga epeydenberi kulisten açı ğa, gazete sütunlarına, açık demeçle- re intikal etmiştir. TİP Genel Baş-

Bu sayıdan diğer sayfalar: