31 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

31 Aralık 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

otoritesine halel düşmesi, askeri idarenin sert tenkitlere hedef olmasıydı. Bundan dolayıdır ki Komite içinde üyeler zaman zaman gırtlak gırt- lağa gelirlerken ve 14'lerin suyu kaynamağa başlamışken Cemal Gürsel, arkadaşlarının 1s- rarıyla, tabii biraz da kendi liderliğinin tartı- şıldığı havasının bıraktığı buruklukla, gerçeği hiç aksettirmeyen tuhaf bir demeci Ekim ayı- nın hemen birinci gününde verdi. Gürsel şöyle diyordu : "Bir kaç zamandan beri yerli ve yabancı bazı gazete ve mecmualarda güya M.B.K. nde ikilik ve Komite içinde diktatoryaya gitme te- mayülünde bulunanların olduğu, bunların ken- dilerine bir şef seçtikleri veya seçmeye çalıştık- ları hakkında ibareler neşredilmekte ve bazı yerli gazeteler de bunu hakikat gibi kabul ede- rek Komite hakkında çok sert, hatta tezyif edi- ci tenkit yazıları yazmaktadırlar." M.B.K. Başkanı bundan sonra "vatandaş- larına ve bütün dünyaya katiyetle ifade ediyor- du ki" bu neşriyatın hiç bir asıl ve esası yoktu. Komite "tam bir vahdet" içinde kendi şeflerinin etrafında görevini yapıyordu. Komiteyi parça- lamakta fayda umanların bunda asla muvaf- fak olamayacaklarını bilmeleri lâzımdı. Demeç, bu "bir kısım basın" a karşı yönel- tilmiş tehditlerle sona eriyordu. Bunlara "için- de bulunulan şartlar" hatırlatılıyor, Komitenin müsamahası ve basına karşı olan iyiniyetinin suistimal edilmemesi ihtar olunuyordu. Ve bunlar, 13 Kasımdan tam birbuçuk ay evvel söyleniyordu! Bunu bir hafta sonra, Muzaffer Özdağın daha şiddetli ve daha açık tehdidi takip etti. Genç yüzbaşı o sırada İstanbula gitmişti ve gençlik teşekkülleriyle iş çevirmeye, kendi gru- punun kafasındaki rejime geçebilmek için genç- liğin desteğini sağlamaya çalışıyordu. T.M.T.F. nda bir konuşma yaptı ve kendilerinin basının "mutlak manâda" hür olmasını arzu ettiklerini söyledi. Halbuki,Özdağa göre, basın "iç hürri- yet" ine kavuşmuş değildi. Nasıl Doğuda top- rak ağaları varsa Babıâli ağaları da mevcuttu ve bunlar, sahibi oldukları müesseseleri kont- rol ediyorlar, kendi fikirlerinden başka fikirlere hürriyet tanımıyorlardı. Muzaffer Özdağ şöy- le dedi : — Biz 27 Mayısta hürriyet verdik. Yurda demokrasiyi getirirken Bâbıâliden de geçece- ğiz. Türkiyede derebeylik müessesesini yaşat- mayacağız." Milli Birlik Komitesi. 1960'ın Goübelkrmia artik ir değil, filen iki komite vardı ve e bunlar birbir- lerini atlatmanın hazırlığı içindeydiler. Tuhaftır, sonradan anlaşılacaktır ki iki taraf da karşısı için ilir- aynı âkibeti düşünüyormi dışma sevk. 14' ler, eğer ellerini çabuk tutsalardı bunu b uş: yurt ler miydi? Bu, son derece şüphelidir, zira bunların elinde hiç bir zaman kâfi kuvvet olmamıştır. 100

Bu sayıdan diğer sayfalar: