31 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

31 Aralık 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DIŞ GEZİLER Yugoslavyada bir işçi konseyi toplantısı Davacılar ve kadılar ne seçilmesi için işçi - konseyi üyesi olmasını gerektirecek kanuni ir hüküm bulunmamakla beraber, ya- ratılan geleneğe göre, icra komitesi genellikle, işçi konseyi üyeleri ara- sından seçilmektedir. Icra komite- lerinin en az 5 kişiden meydana gel- mesi bir kanun hükmüdür. İcra ko- mitesnin sayısının üst sınırı, işyeri- nin ihtiyacına göre tespit edilmek- tedir. Fakat,uygulamada bunun 10 kişi dolaylarında donduğu o görül- mektedir. 10 işçiden az işçinin çalıştığı | iş- yerlerinde, biraz önce be belirtildi- ği gibi, ne işçi konseyi vardır ne de icra komitesi. Bütün işçi- ler, ayni zamanda işçi konseyi ve icra komitesinin görevlerini de bir» arada yerine getirmektedirler. İşçi konseylerine seçilenlerin gö- rev süreleri -yarısı her yıl yenilen- mek Üzere- iki yıl olduğu halde, ic- ra komitesi üyelerinin görev süre- leri sadece bir yıldır. İcra komite- sine seçilenler arasında, her biri bir konu ile ilgilenmek kaydiyle, yeni bir iş bölümü yapılmaktadır. İşçi- ler arasından seçilenlerle 5 veya 6- şar kişilik komisyonlar kurulmakta, bu komisyonların başına da, icra ko- mitesi üyelerinden bir kişi görev- lendirilmektedir. Her komisyon. ay- rı bir konuda, işyerinin ve üretimin gerektirdiği çalışmaları yapmakta- Bu komisyonların sayısı ihtiyaca ve işyerinin niteliğine göre odeğiş- mektedir. Genellikle rastlanan, or- 24 ta ve büyük boydaki işyerlerinde yaygın olan komisyonlar şunlardır: 1) Plân ve finansman komisyonu, 2) Kadro ve personel komisyonu, 3) Gelir dağılımı komisyonu, 4) Hayat seviyesiyle ilgilenen o komis- yon, 5) Sivil savunma komisyonu, 6) Bilimsel araştırmalar komisyonu, 7) Denetleme komisyonu, 8) Çeşitli konularda organizasyon komisyonu, 9) Sağlık komisyonu, Bu komisyonların sayısı her yeni ihtiyaç karşısında azaltılıp çoğaltı- labilmektedir. İşyerinin teknik direktörü, icra komitesinin tabii üyesidir ve icra ko- mitesinin toplantılarına o katılmak- ta, görüşlerini açıklamakta, oy kul- lanabilmektedir İşyerlerinde seçim Görülmektedir ki, her işyerinde sürekli bir şekilde seçim meka- nizması işlemektedir. Seçimlerde u- sül, gizli oy ve açık tasniftir. İşye- rinde çalışan sözleşmeli bütün işçi- ler, "part time" çalışsalar bile, oy verme ve seçilme hakkına sahiptir- ler. "İcra komitesine tabii üyedir" diye işaret edilen direktörlerin du- rumu ayrı bir özellik göstermekte- dir. Bu, direktörlerin seçimle değil, yarışma ile alınmasıdır. Bir işyeri- nin üretim mekanizmasını işlete- cek teknik bir direktöre duyulan ih- tiyaç için yayın organlarına yarış- ma ilânı verilmektedir. Bu ilân üze- rine başvuran adaylar arasından -ki bu adaylar fabrikada çalışan kimse- lerden de olabilir- yarışmada en iyi AKİS not alan ile bir sözleşme imzalan- maktadır. Yarışma jürisi, işçi konse- yi ile, Türkiyedeki belediyelerden çok farklı bir kuruluş olan komün kuruluşunun gösterdiği kimselerden meydana gelmektedir. Bunların ta- rafsızlığından katiyyen "şüphe edil- memektedir. Direktörlerin alınması- nın geçirdiği' evrim, yugoslav toplu- munun geçirdiği evrime benzeyen bir grafik çizmektedir.İlk zamanlar- da, yani merkeziyetçiliğin aşırı de- recede geçerlikte olduğu günlerde, her fabrikanın başına gelecek direk- törü Bakanlar Kurulu seviyesinde tayin etmek gerekmiştir. Bu yetki, zamanla, bazı Bakanlardan kurulu bir heyete, daha sonra ilgili Bakana, giderek de bir Bakanlık genel mü- dürlüğüne bırakılmıştır. Şimdiyse, "adem-i merkeziyetçilik"in bugün- kü düzeyinde, direktörün alınması i- şi, işçi konseyi ile komünün ortakla- şa meydana getirdikleri bir heyete terkedilmiştir. Bu işin, giderek, işçi konseyine verileceğini söylemek bü- yük bir öngörüşlülük sayılmamalı- dır. İmtiyazsız temsilcilik Gerek işçi konseyinde, gerekse kon- sey icra komitesinde görev almış olan işçiler veya diğer nedenlerle yönetim ve üretimde belirli bir gö- revle yükümlenmiş kimseler, bu sı- fatlarından dolayı ek bir ücret al- mamaktadırlar. Bu görevlerin hepsi işçiler, normal çalışma saatlarında, günlük ve sürekli görevlerinin ba- şında, tabii çalışmalarını yapmakta- dırlar. İşçi konseyi veya konsey ic- ra komitesi bir toplantı yapmak is- terse veya başkaca bir çalışmaya gi- rişirse, ancak o zaman görevli işçi günlük işinden ayrılmaktadır. Buna meydan vermemek için, bütün top- lantıları ve önemli işleri çalışma sa- atlarının dışında yapma geleneği yerleşmiştir. Kendisine "sendika temsilciliği" gibi bir görev verilen herhangi bir işçinin, Türkiyede oldu- g&u gibi, imtiyazlı bir duruma gel- mesi diye bir konu yoktur. Bir yan- dan, sık sık yapılan seçimlerle bir daha seçilmemek üzere görevinden ayrılmak zorunluğu, öte yandan, ek bir ücret veya kazanç sağlama ihti- mali bulunmayışı, bir işyerinde yö- netime katılan kimseleri, normal iş- çilerin üzerinde bürokratik bir dü- zen kurmaktan alıkoymaktadır. 31 Aralık 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: