31 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

31 Aralık 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER 1966 Acıklı bilanço İnsanoğlu, tarihinin her dönemin- de, değil yalnızca gelecek her yeni yılın, her yeni günün bile bir Önce- kinden daha mutlu olmasını dile- miştir. Olaylar insanoğlunu çoğu za- man hayal kırıklığına uğratmamıştır. Tarihin barışla geçen, mutlu dönem- leri az değildir. Fakat son yıllarda artık bu gibi dilekler hayal kırıklı- gğından başka birşey getirmemekte- dir. Gerçi bilimsel ve teknolojik ge- lişmeler sonunda dünyanın dörtte biri eskisinden çok daha iyi bir ha- yat yaşamaktadır ama, geriye kalan dörtte üçün durumunda yı nunda da büyük bir değişiklik yok- tur. Bu bahtsız çoğunluğun gıda du- rumu hâlâ eskisi kadar kötüdür -Hindistana tezelden yardım yapıl- mazsa, milyonlarca insan açlıktan ölmek tehlikesiyle karşıkarşıyadır-; içinde yaşanılan (konutlar sağlık standartlarından çok uzaktadır; e- konomik kalkınma hâlâ, görülen u- zak bir rüyadır; okuyup yazma ora- nı alabildiğine düşük kalmaya de- vam etmektedir. Bütün bunların so- nunda da, çok ülkede, siyasal istik- rar diye birşey yoktur. 1966 yılı, Af- rika ülkelerinin çoğunda yeni dar- belere tanıklık etmiştir. Eğer büyük diye geçinen devlet- --- birbirleri karşısında silahlanma- ya harcadıkları milyarları dünyanın kalkınmasına aktarmasını başara- bilselerdi, hiç şüphe yok, bugün du- rum çok daha başka olurdu. Fakat silâhsızlanma için yapılan çalışma- ar 1966 yılında da hiçbir sonuca u- lasamamıştır. Tam tersine, bu yıl Vi ei yaptığı denemelerle, Çin k Cumhuriyeti de çekirdekli Küp “sindeki yerini sağlamlaştır- mıştır. Bu gidişle, bu klübe önü- müzdeki yıllarda yeni yeni üyeler de katılacağa benzemektedir. Üstüste binen sorunlar İşin daha da kötüsü, büyük ülkeler- de birbiri üstüne yığılan çekir- dekli, çekirdeksiz silâhların günün birinde patlamaya başlamalarına kadar gidecek olaylar da yok değil- dir. Bunların en başında, biç şüphe- siz, Vietnam anlaşmazlığı gelmekte- dir. Birleşik Amerika, yanlış hesap- larla karıştığı bu çıkmazdan kurtul- mak için 1966 yılında da kuvvetten medet ummaya devam etmiş, fakat gene de bir yere ulaşamamıştır. Bu 31 Aralık 1966 arada, olanlar, hergün biraz daha a- zalan Vietnam halkına olmakladır. Az kalsın, Vietnam sorunu, 1966 yı- lında Birleşmiş Milletleri de yeni bir buhranla karşı karşıya getiriyor- du. Hatırlanacağı üzere, B.M. Genel Sekreteri U Thant, amerikan politi- kası değişmedikçe bu meselenin bü- nam konusunda hâlâ değişen birşey yoktur. 1966 yılının karşılaştığı, Deme rası ikinci önemli sorun, Rodezyan bağımsızlığıdır. Rodezya 1965 yılın sonlarında tek taraflı bağımsızlığını ilân ettiği zaman, İngiltere Başba- kanı Harold Wilson, alınacak ekono- yük bir çatışmaya yol açmasından Oo mik zorlama tedbirleriyle, rodezya Tatlısu Kahramanları Vietnamda Noel yortusu dolayısıyla yapılan ateş - kesiminin devam- lı bir silâh bırakışmasına kadar gitmesi, bütün barışsever devlet- lerin başlıca dileğidir. Fakat gelin görün ki, ilgili tarafların hiçbiri buna istekli görünmüyor. Hanoi kendi şartlarına uymayan bir barışa yanaşmamakta, Saygondaki fırsatçı yönetim ise kendi saltanatının savaşın devamında olduğunu pek iyi bildiği için böyle birşeyi ağzı- na bile almamaktadır. Hele amerikalı dostlarımız, hele onlar... Ateş - kesimi biraz uzun sürerse, kuzeylilerin ve Vietkongun bundan, du- rumlarım sağlamlaştırmak için faydalanacakları korkusu içindedir- ler. Onun için de, Noel biter bitmez, gelsin bombardımanlar, gelsin Vietnamı "barışa kavuşturma" hareketi... Neymiş allahaşkına, şu, Vietnamı "barışa kavuşturma" hareketi, biliyor musunuz? Bilmiyorsanız, işte size, hem de amerikan kaynakla- rında alınmış birkaç bilgi: ietnamı "barışa kavuşturma" hareketi, herşeyden önce, ba- eylaiklara, geçit vermez ormanlara saklandıkları ileri sürülen çete- cileri yoketmek amacım gütmektedir. Bunun için de, napalm ve be- yaz fosfor bombaları kullanılmaktadır. Ancak, çetecilere karşı açıl- dığı söylenen bu yoketme kampanyası, şimdiye kadar, sivil halkın yokolmasından başka birşeye yaramış değildir. En iyimser tahmin- lere göre, napalm ve beyaz fosfor bombalarının öldürdüğü sivil Vet- namlı sayısı 1964 yılında 55 bin, 1965 ve 1966 yıllarında da yüzer bin- dir. 1961'den buyana ölen sivillerin toplam sayısı da 415 bin olarak hesaplanmaktadır. Onaltı yaşını geçkinlerin hemen hepsi şu veya bu yanda savaştıklarına göre, napalm ve beyaz fosfor bombalarına tu- tulan köylerde yaşayanlar ya yaşlılar, ya da çocuklardır. Bu duruma bakarak, 1961 yılından buyana ölen 415 bin kişiden en az yarısının ço- cuk olduğunu söylemek yanlış sayılmamalıdır. Çeyrek milyona yalan çocuk, ölü!. Belki bir o kadar, belki de da- ha fazla küçük ise, yaralı!.. İşte, "barışa kavuşturma" hareketinin acıklı bilançosu... Fransızların, "savaşçılar tükendiği için savaş da bitti" diye bir atasözleri vardır. Anlaşılan, amerikalı dostlarımızın Vietnamda yapmak istedikleri, bu atasözünü mutlaka doğru çıkar- maktır. Tatlısu kahramanları, siz de... çekindiği için, dünya kamuoyunun dikkatini bu konu üzerine çekmek amacıyla» 1966 sonunda görev süresi dolunca yeniden Genel Sekreterliğe adaylığını koymıyacağını açıklamış- tır. Gerçi bütün büyük' devletlerin ısrarı karşısında birmanyalı diplo- mat, sonradan, bu kararım geri al- mak zorunda kalmıştır ama, Viet- beyazlan birkaç hafta içinde yola getireceğini sanmıştı. Oysa o gün den buyana bir yılı aşkın zaman geç miş, 4 milyon siyahı kendi buyruk ları altına koyan çeyrek milyon be yaz, iktidarı bırakmaya yanaşma mıştır. İngiltere, alınan ekonomi! zorluna tedbirlerinin bir oyalama dan başka birşey olmadığını iler 27

Bu sayıdan diğer sayfalar: