31 Aralık 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

31 Aralık 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER lerinde belirtilen sovyet tutumu, Kıbrısta iki cemaatin haklarım ko- ruyacak bir federasyon fikrinin des- tekleneceğidir. Bugün ise Yunanis- tanla ikili görüşmelerin başka esas- ları derpiş ettiği bilinmektedir. Vietnama gelince, 1954 Cenevre anlaşmalarına atıf yapmak, artık, karın beyaz olduğunu söylemek ka- dar mutaddır. Ticari ve ekonomik münasebetle- re gelince, Demirelci Hürriyetin büyük manşetine rağmen, hiç bir yeni tesisin düşünülmediği, sadece eldeki "hazırlanması sona ermek ü- zere bulunan projelerin karşılıklı o- larak tesbit edilen şartlar dairesin- de bir an evvel gerçekleştirilmesi "- nin bir mutabakat konusu olduğu tebliğden anlaşılmaktadır. "Donsun, kalsın!" O halde ruslar, niçin hep memnu- niyet ifade, etmişlerdir? Bunun sebebini, bir klâsik komü- nist propagandasının esası bilindiği takdirde daha rahat anlamak kabil- ir. Ruslar mütemadiyen memnun- luk ifade ederek sanki bu ziyaret- ten bir netice alınmış havasını yay- mak istemişlerdir. Klâsik komünist propagandasının esası, bir hususun mütemadiyen söylenerek onun doğ- ru olduğu inancının yaratılabilece- ğidir. Rus heyeti bunu yapmıştır. * Aslına bakılırsa ortak bildirinin doğru bir tarafı tebliğin şu kısmı- dır: "Taraflar, (Sovyetler Birliği ile Türkiye arasındaki karşılıklı anla- yışın ve itimadın kuwvetlendirilme- si için son yıllar zarfında Hükümet ve Parlâmento seviyelerinde yapıl- mış olan şahsi temasların faydasını memnuniyetle kaydetmişlerdir. Bu- nunla ilgili olarak, S.S.C.B. Bakan- lar Kurulu Başkanının o Türkiyeye yaptığı ziyaretin bir Sovyet Hükü- meti Başkanının Türkiyeye ilk ziya- reti olarak Türk - Sovyet ilişkileri- nin gelişmesi yolunda önemli bir merhale teşkil ettiği (o kaydedilmiş- tir." Bir münasebetin bozulması yeri- ne hiç olmazsa bir süre dondurul- muş halde muhafazası, elbette ki iyi komşuluk münasebetini Sovyetler Birliğinde ve Türkiyede gerçekten arzulayanların tercih ettikleri bir C.H.P. Ayak uyduramayanlar "Bu satırların yazıldığı sırada Anka- rada, bu satırların yazıldığı bina- nın bir kaç yüz metre ötesindeki bir binada, CHP Genel Merkezinde be- yaz saçlı, ince yüzlü, yaşlı bir adam çile dolduruyordu. Çilekeş, CHP'- nin Genel Başkanı İsmet İnönüydü. Parti Meclisi normal toplantısına Cumartesi günü başlamıştı. O gün akşama kadar konuşulmuştu. Pazar, aynı tempo devam etmişti. Pazarte- si günü öğlenin geç bir vaktine ka- dar gene konuşulmuştu. Salı sabahı hep konuşuluyordu. Salı akşamı da AKİS rüşlerinin ne DE artık pek az kimsenin meçhulüdür Elveda liderlik! Toplantı, bir süredir mütemadiyen bir batağa gömülmekte olan bir genç lider adayının biraz daha sap- lanmasının, bir başka genç lider a- dayının ise biraz daha mesafe alma- sının sahnesi oldu. Bunlardan birin- cisi sinirliliği, tahammülsüzlüğü ve hırçınlığıyla ufalanıyor, ikincisi sü- küneti, efendiliği ve terbiyesiyle bü- yüyordu. Tükenen adam Turhan Feyzioğluydu, ötekisi Bülent Ece- vitti. Salı günkü toplantıda, uzun zamandır susan Nihat Erim söz a- lıp ta genç Genel Sekreteri "ne va- kittir hasretini çektiği bir lider" ola- İsmet inönü CHP Meclisine başkanlık ediyor Kaptan köşkünde konuşmalara devam olunuyordu. Bütün bu konuşmalar esnasında be- yaz saçlı, ince yüzlü adam yerin- den hiç kalkmaksızın bir sfenks sü- küneti içinde sonu gelmeyen lâfla- rı dinliyordu, dinliyordu. Her konu- şan iki saat konuşuyor ve bu kadar uzun konuştuğundan dolayı da her- kesi ikna ettiği inancı içinde, âdeta istemeye istemeye lâfi bir başkası- na devrediyordu. O akşam her şey gösteriyordu ki toplantı daha bir süre devam ede- cektir ve İnönü daha bir sürü lâf dinleyecek, ancak ondan sonra ken- di görüşlerini -belki Perşembe, bel- ki Cuma- söyleyebilecektir. Ama gö- rak tarif ettiğinde Bülent Ecevit, yo- lunda bir mesafeyi daha katetmiş bulunuyordu. Buna mukabil Tur- han Feyzioğlunun bir davranışı, E- min Paksütle Coşkun Kurcanın dı- şında, kendisinden yana vaziyet al- mış bulunanları bile hem rencide etti, hem de onları utandırdı. Hadise, toplantıların ikinci günü cereyan etti. Konuşan, Parti Mecli- sinin bir milletvekili (o üyesi, Akaidi. Akal gayet nezaketli bir ko- nuşma yaptı, fakat bu arada Grup urulunun milletvekilleri a- rasında ayırım yaptığını, bünyesine, Ortanın Soluna taraftar olanları al- madiğim, bir "bizden" ve çekişmesi (odoğurduğunu ( söyledi. 31 Aralık 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: