Gençler arasında başlayan heyecan M.B.K. üyelerini telâşa düşürmekte gecikmedi. Bunlar, Genç- liği kendilerinin temeli addediyorlar ve onun desteğinden mahrum kalmanın hangi mânaya gelece- ğini görüyorlardı. Ancak bu heyecanı yatıştırmak için akıllarına gelen tedbir, hatanın düzeltilme- sinden ziyade onun ve bunun kandırılmasına, uyutulmasına çalışmak oldu. 29 Ekimle Kasımın ilk haftası arası, 147'- ler konusunda M.B.K.'nin, çeşitli kimseleri ve grupları uyutması devri oldu. Bu alaturka kur- nazlığı niçin yapmışlardır, hiç anlamamışımdır ve asla doğru bulmamışımdır. Hadiseden üç gün sonra, I Kasımda üni- versiteler törenle açılacaktı. Fakat gençler bu töreni boykot kararı verdiler. Sadece bununla yetinmediler, bir de gösteri tertiplediler. Siyah . getirip üniversitelerin kapısına bıra- acaklardı. Sıddık Sami Onar istifasının sebe- bini "Üniversite denen bir müessese kalmamış- tır. Üniversite tamamen çökmüştür. Artık hay- rını görsünler" diye ilân ediyordu. öğrenciler tekrar sakal bırakıyorlardı ve sokağa dökülüp yeni bir mücadeleye girişeceklerdi. M.B.K. tam bir bunalımın içindeydi. Aralarından Numan Esin gibileri tepkiyi, bilhassa C.H.P.'nin terti- bine veriyorlardı. O günler Esin, Kurtul Altuğu görmüş, ona, C.H.P.'nin 250 bin lira dağıtarak gençleri sokağa dökme hazırlığından haberdar bulunduklarım söylemiş. Kurtul gülmüş; — Eğer gençler para karşılığı sokağa dö- külselerdi 58 Nisanla 27 Mayıs arasında Mende- res ikibuouk milyon lira sarfeder, onları 'Yaşa- sın Menderesi!' diye bağırtırdı" cevabını vermiş. Bunu biz o hafta, Akiste, üstü çok az ka- palı şekilde yazdık. M.B.K.'nin 14'ler grupu, pabuçun pahalı olduğunu farkedince derhal İstanbula koştu ve dört bir yana dağıldı. Bunların hedefi, şu bir haftayı kazasız belâsız geçiştirmek, ondan son- ra gene bildiklerini okumaktı. Öğrenci yurtları- na, gazetelere gittiler, istenilen bütün teminat- ları verdiler. Evet, bir hata yapılmıştı. Ama bu- nun düzeltilmesi yolu bulunacaktı. Bir ihtilâl idaresi içinde yaşanılıyordu ve karşı taraf, bir kurt gibi fırsat gözlüyordu. Eğer M.B. K.'nin Gençlik ile, CHP. ile bu konuda arasına kara- kedi girerse, Menderesin aleyhindeki öğrenci gösterileri İhtilâl İdaresine karşı tekrarlanırsa bütün Devrim tehlikeye girebilirdi. Söz veriyor- lardı, meseleye çözüm yolu bulacaklardı. Bu kampanyada benim hisseme, Orhan Er- kanlı düştü. O Sonbahar hava o kadar güzeldi ki, Özdenle birlikte kalkıp İstanbula gittik. 30 Ekim günü, yanımızda Ömerler de bulunduğu halde Maltepeye geçtik, orada denize girdik, yüzdük. Orhan Erkanlı beni orada buldu. Bir Türkân Türker o sırada bizim dedikodu sayfa- 119