14 Ocak 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

TÜLİDEN HABERLER ayağı AP'de, bir ayağı CHP'de. Çoş- kun Kırcadan da, Aydın Yalçından da hiç ayrılmıyor. Çoşkun Kırca şu sıralarda CHP'nin tam temsilcisi sa- yılmasa bile, bazı meselelerde İlter Türkmene akıl hocalığı ettiğini id- dia ediyorlar. Malüm, Kurca, akıl ho- calığı etmekten ve boyundan büyük işlere karışmaktan c hoşlanır. > Hariciyenin işler san Sabri Çağlayangil, korkulur ki, olmayacak duaya âmin diye- cek. Zira, Hariciyedeki hizipleşmele- rin sona ereceği yok. Halbuki Zeki Kuneralp Genel Sekreterliğe getiri- lince hizipçilik de tarihe karışacak sanılıyordu. Oysa, Bakanlığın kori- dorları yeni hiziplerin dedikodula- rıyla çalkanlanmağa başladı bile. Ze- ki Kuneralpe herkes büyük saygı 28 duyuyor, yalnız biraz pasif (o bulu- yorlar. Celâl Çalışların, Celâl Ayba- yın, Beşir Balcıoğlunun Genel Sek- retere çok yakın yerlere getirilmesi de bazı yorumlara uğruyor. Zeki Kuneralpi sevenler, bu çok yerinde olduğunu, bir sekreterin ancak çok iyi tanıdığı insanlarla beraber çalışacağını söy- lüyorlar ama, tarafsızlar da görüş- lerinde haksız sayılmazlar. "Kune- ralpin şimdiye kadar tanımak firsa- tını bulamadığı memurlar, Kuneral- pin yanında çalışmak için daha eh- liyetli ve yetkiliyseler, durum ne o- lacak?" diyorlar. Yeni tayinler ara- sında Şefik Fenmenin de adı geçiyor ve Protokolün başına geleceği söy- leniyor. Şefik Fenmen, Adnan Men- deresin "Kalem-i Mahsus Müdürü" (Basın A: 20004) — 14 AKİS olarak tanınır. O zamanlar, Basın ile münasebetleri pek parlak değil- di. Sonra, Londra uçak kazasından çok ucuz kurtuldu, bozulan sinirle- ri tedavi edilsin diye Parise yollan- dı, 27 Mayıstan sonra Portekize git- ti, Portekizde bazı olaylar, konuşma- lar yüzünden merkeze geldi, . ora- dan da Belgrada gitti. İnanılmaz bir söylentiye göre Yüksel Menderes, Şefik Fenmenin merkezde iyi bir göreve gelmesini istiyormuş. Bu hi- kâyenin Yüksel Menderese maledil- mesi biraz hatalı. Çünkü Yüksel Menderes şu sıralarda bir hemoro- id ameliyatı geçirdi, sağlık (o duru- muyla uğraşmaktan başka şeylere vakit ayıramıyor ki... Yılın kadınları yivve Bengisunun yılın kadını o- larak seçilmesi bazı tepkilere açtı. Günseli yanın seçi hiç bir zaman tepkisiz olmaz. Fa kat bu seferki tepki çok sert değil. Çünkü Ulviye Bengisunun İstanbu- lun toplun hayatında belli bir yeri nın başka bir ölçüde seçilmesini sa- vunuyor, örnek olarak da Üniversi- teli kadınları gösteriyorlar. Lemis Akurgalın Türkiyenin en önemli ko- nusu "aile plânlaması"na eğilmesini, köy köy, kahve kahve dolaşıp, cahil kadınları aydınlatmasını; Nermin Abadanın UNESCO'daki çalışmala- rını Türkiye ölçüsünde daha tesir- li buluyorlar. "Sanat yılı olsun dedik»" ditör Salim Şengili telefonda ve- Eya Dost dergisine giderek ara- yanlara bir ara hep ayni cevap veri- liyordu: “— İstanbulda efendim.." İkinci soruya verilen cevap da Şu oluyordu u: — Önemli bir sanat takvimi bastırıyor da.. n Salim Şengil nihayet, "Önemli Sanat Takvimi"ni bastırıp Ankara- ya döndü. Döndü ama, öksürüğü, yorgunluğu da birlikte getirdi. O, "— Yeni yılın sanat yılı olması- nı istedikti. Böylesine yorulacağımı ne bilirdim birader! Şimdi de sanat- severlere takvim ulaştırmakla meş- gulüz" diye yakındıkça, dostları, — Hem takvim, hem sanat. kisi biraraya gelirse, işte böyle a bas- rulursun. Oysa, sadece takvim tırsaydın böyle obuiazlmi diyorlar. 14 Ocak 1967