14 Ocak 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

14 Ocak 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER tımıza iftira atan ve Genel Merkezi bu hususta yazılarıyla sık sık rahat- sız eden şahıstır. Yazılarına itibar edilmemesi, telefon tekzibinin ilk çıkacak gazetede yayınlanması için yardımlarınızı saygıyla (oarzederim. CHP İl Başkanı Asım Kıhçarslan, Yozgat" Teşkilât tedbir istiyor B- arada, tepkiler bütün şiddeti ile devam ediyordu. Genel Mer- keze telgraf ve mektup yağıyor, "8'ler" en ağır ifade ile protesto e- b yeni ekibin ee kut- lanıyordu. ci bir mektup, Anka İl Başkanı iyi Arsından geldi. Çomakçıları şiddetle protesto eden mektup şöyle sona eriyordu: "Teşkilâtının fikirlerinden ziyade kendi fikirlerinin o silâhşorluğunu yapanların, partimizi yıprattıklarım bilmeleri ve buna hangi yol ile o- lursa olsun son vermeleri veya ve- rilmesini saygıyla, partinin selâme- ti için arzeder, saygılar sunarım." İstanbul İl Başkanı Ali Sohtorik, bir telgrafla, Ecevitin ve yeni Merkez Heyetinin çalışmalarını des- teklediğini bildirdi. Nasıl destekle- meşindi ki!.. Umut verici belirtiler birbirini izliyor, yurdun dört bir yanından, Ecevit ekibinin o partiyi umulmadık derecede başarıya götü- receğini gösteren haberler geliyor- du. Genç bir nesil yemden, üye kay- dolmak için partinin kapısında sıra- lanmıştı. İzmir İl Başkanı Talât Or- hon, bütün Teşkilâtın katıldığı tep- kiyi somut hale getirecek bir tek- lifte bulundu: İl Başkanları Toplan- tıs... Teklif, Merkez Yönetim Kuru- lu tarafından kabul edildi. Toplan- tı Şubatın ilk haftasında yapılacak- tr. Talât Orhon ikinci bir telgraf çekti ve toplantı gündemine, partide yaratılmak istenilen ikilik üzerinde görüşmenin de konulmasını istedi. Feyzioğlu ve arkadaşları bu um- madıkları manzara karşısında şaşa- ladılar. Ama, dönmeleri mümkün İ. Köprüleri atmışlardı. de, bir yumuşama denemesiyle ze- min yoklamak istediler. Dursun Ak- çaoğlu, Mustafa Kemal Çilesiz, İs- mail Rüştü Aksal gibi, "76'lar"a ya- kın, fakat mutedil tipler, bir arabu- luculuk ve telifçilik çabasına gir- diklerini ilân ettiler. Bu arada, Fey- zioğlu, Grupta desteğini kaybetmek- teydi. Fakat, bugüne kadar açıkça Feyzioğlunu desteklemiş olanlar, birdenbire çarketmiş görünmek is- 8 Bülent Ecevit Kervan yürüyor temedikleri için, bir ekip teşkil e- ir Parali barıştıracaklarını söy- ledile Feyzioğlu ne diyor? ütün bu olayları meydana geti- renlerin lideri durumuna geçen Feyzioğlu, geçtiğimiz haftanın oso- nunda birgün Mecliste, AKİS mu- habiri ile bu konular etrafında bir konuşma yaptı. Feyzioğlu bu konuşmada, ileri sürdüğü ithamla- rın ve izahların biç birinde gerile- memekle beraber, uzlaşmak isteyen insan görünüşünü muhafazaya gay- ret ediyordu. Genel Sekreter Ece- vit hakkında bir ara, "— Bülend kendini, sosyalist zan- nediyor ama, değildir" d Feyzioğluna göre, Ecevitin kendi- sini sosyalist zannetmesinin (delili vardı. Bunu -nedense- bir türlü a- çıklamadı. Sadece yazarını söyleme- diği "Ulusta çıkan bazı yazılar"dan demvurdu. Fakat şunu sık sık bir delilmiş gibi tekrarladı: "— Neden, 'sosyalist değiliz! de- miyorlar?" Bu arada, durmadan kendini sa- vunan, hakkında ' "sağ hizipten" de- nilmesine de kızdığı anlaşılan Fey- zioğlu dert yandı: Toprak reformu- nu, petrol dâvasını, vergi reformla- rını savunan bir adam nasıl olur da gerici olurdu? AKİS e ilgi çekici bir tesbit de yap — Aslında Bülendle ben karşı- karşıya masaya otursak ve müşah- has meseleleri teker teker konuş- sak, toprak reformu, petrol, vergi reformu, işçilerin yönetime ( katıl- maları gibi, bunların hepsinde mu- tabakata varırız.. Bu tesbit belki de -münhasıran Feyzioğlu için- doğru olabilirdi. A- ma bugün, Feyzioğlunun içinde bu- lunduğu ve bayraktarlığını o ettiği reaksiyoner hizbin diğer elemanla- rı? Nitekim Feyzioğlu derhal şu so- ru ile karşılaştı: — Peki beyfendi, siz değil de, bugün beraber mücadele açtığınız arkadaşlarınızdan bazıları, meselâ Ferit Melen ve Fehmi Alparslan, E- cevitle masaya otursalar, müşahhas meseleleri konuşsalar, sizin (o gibi mutabakata varabilirler mi?" Feyzioğlu, bu soruya önce karşı lık vermek ir sonra, "— Canım, Mele nle aynı kabine de çalıştılar" "diye yuvarlak bir ce vap verdi. Melenin kabine içinde de Ecevi te karşı tutumu çok yaygın şekilde bilinirken, bunun delil gösterilme si herhalde Feyzioğlunu bile tatmin etmemişti. Konuşmanın aldığı biçim, Feyzi- oğlunun dramını bir defa daha or- taya koydu: Bugüne kadar Partinin sol kanadında, reformcu kanadında yer almış bir politikacının aniden sağ, anat liderliğine (transferi çok talihsiz bir sonuçtur. Feyzi- oğlu ki, bir zamanlar, sözlük anla- mı sosyalizme çıkan "toplumcu" kelimesini sık sık -Kırca ile birlik- te- kullanırdı. AKİS'çi bu meseleyi açi Feyzioğlu ise, — Toplumcu kelimesi cemiyet- çi mânasına kullanılıyordu. Hem o- nu acar a kullandı. O, sosyalist nü?" Bu Konuda Kırcanın görüşü ise şöyledir: "— Ben, toplumcu sözünü, fert- ten ziyade toplumdan yana anla- mında kullanıyordum." Parti uçmayacak ama... pozioğlu ile sohbet bir ara öyle bir hal aldı ki, Profesör 1967 yı- lında tartışması yapılan bütün ko- nularda ilerici, toplumcu ve fakir kütlelerden yana tezleri destekle- diğini ifade etti. Ama bir şartı var- dı: Bol tarafından, "Biz sosyalist 14 Ocak 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: