14 Ocak 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

14 Ocak 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS değiliz" denilecekti!.. Konuşmanın bu kısmını izleyen Emin Karakuş, dayanamadı "— Yahu, sen, namaz kılarım, o- ruç tutarım, fitre veririm, peygam- beri tanır, şahadet getirir, Allaha inanırım, ama müslüman değilim, diyorsun" deyiverdi. Feyzioğlunun, böyle zayıf bir nü- ans farkına dayanır görünen, aslın- da ise acele girişilmiş liderlik mü- cadelesinden ibaret bulunan talih- siz çıkışı, bu haftanın başında yeni bir safhaya girdi. Feyzioğlu,. Milli- yetin anketine cevap ve 9 Ocakta yapılacak Parti Meclisine (gerekçe olur ümidi ile Hürriyetin "Sosyaliz- mi istiyor musunuz?" anketini dü- zenlerken -hesaplanan şuydu: "İşte, CHP'lilerin kafasındaki (o karışıklığı görüyorsunuz. Sosyalist değiliz de- yin de, bitsin şu iş" denilecek ve Hürriyetin maksatlı soruya daya- nan anketi delil gösterilecekti- Mer- kez Yönetim Kurulu son derecede sert bir bildiri ile isyancılara ihtar- da bulundu. Bu ara, bir soğuk al- gınlığından mustarip İnönü Si bir kaç gün daha çıkamayacağı i- çin Parti Meclisi toplantısı tehir e- dildi: Zira İnönüsüz bir toplantıda tarafların birbirlerine girmeleri iş- ten değildi. Yeni tebliğe göre Mer- kez Yönetim Kurulu, Partiyi yara- layan, çizmeden yukarı çıkan davra- nışları hassasiyetle izliyordu. "8'le- r"in bildirisinin yetki dışı ve Par- ti Meclisi kararına muhalif olduğu "tesbit" edilmişti. AP'li basının de- meç bülbülü Ertunga ise Haysiyet Divanına doğru yola çıkacaktı. Bu bildirinin yayınlandığı ogün Genel Merkeze uğramış olan Prof. Turan Güneş, "Partilerdeki sağ ve sol kanatlar ve çatışmalar" hakkın- daki soruya şu cevabı verdi: "— Partilerde sağ kanat ve sol kanat olur. Bu, Batıdaki, , partilerde de böyledir. Ammaaaa... Burada susan ni ısrar ÜZ€- rine sözünü tamamladı: .Bir parti fazla kanatlanır- sa, acan. ” Herhalde, CHP'nin uçacak kadar kanatlanmasına imkân vermiyecek tedbirler alınacaktır. Zabıta Ölüler de aydınlığı sever Sırtında külrengi bir balıkçı zağı bulunan orta boylu, ka- çekik 14 Ocak 1967 gözlü genç kadın, derin düşünceler içindeydi. Önündeki çelik masanın üstünde duran çay çoktan o soğu- muştu. Güçlükle aralayabildiği du- daklarının arasından şu sözler dö- küldü: " —Onun intihar etmiş olması İZ; Bir türlü inanamıyo- ru "Geçtiğimiz hafta Cuma günü, E- regli Demir - Çelik işletmelerinin İz- mir Caddesindeki Genel Müdürlük binasının dördüncü katında bir o- dada cereyan eden bu konuşma, Se- lâhattin Tukyunun intihan üstüney- di. Olayı "imkânsız" bulan ve bu konuda kesin şüpheleri olduğunu saklamayan orta boylu genç kadın ise, Selâhattin Tukyunun bir süre önce boşandığı eski karısı, rus asıl- lı Natalya Karpiçti. Bir zamanlar Ankaranın "akşamcı" çevrelerince çok iyi tanınan meşhur Baba Kar- piçin torunu Natalya, düşüncelerin- den sıyrılıp ikide bir başını sallıyor ve yakın zamana kadar karı-koca oldukları Tukyunun intihar etmesi için ortada hiç bir sebebin bulun- madığını ısrarla tekrarlıyordu. Aynı günün akşamı, saatler 23.15'i gösterirken, Esenboğa Havaalanına dört motorlu, İlyuşin tipi bir uçak indi. Uçaktan, önce, her halinden bitkin olduğu belli bir kadın indiril- di. O, kollarına girenlerin desteğiy- le Terminal, binasına doğru iler- YURTTA OLUP BİTENLER lerken, çok değişik bir yük de uçak- tan alınmak üzereydi. Bu, tahtadan yapılmış uzun bir tâbuttu. Tâbutta, Türkiyenin Moskova Büyük Elçilik Müsteşarı Sadi Çorukun cesedi bu- lunuyordu. Perişan bir halde, alandaki Şeri Salonuna alman Bayan Çoruk, züntülerini bildirerek olay hakkın. da bilgi isteyen gazetecilere şunları söyl edi: — Bitkinim. Nasıl olsa öğrene- gekeieliz. Beni affedin." Kamuoyunu, Basım ve ilgili ma- kamları günlerdir meşgul eden bu iki ilginç olaydan ilki, 25 Aralık 1966 Pazar günü Ankarada; ikincisi de, ondan tam bir hafta sonra Mos- kovada cereyan etti. Emniyet Genel Müdürlüğü Önemli İşler (Bürosu eski Müdürü Selâhattin Tukyu, Bah- çelievlerde misafir kalmakta oldu- gu evde; Moskova Büyük Elçilik Müsteşarı Sadi Çoruk ise, yapılan resmi açıklamaya göre, diplomatlar mahallesindeki kendi evinde ölü olarak bulundu. İlgililer, her iki olayın da intihar olduğunu ve fakat sebeplerinin bi- linmediğini belirttiler. Ancak, hem birbirini çok yakından tanıdıkları söylenen iki kişinin ardarda intiha- rı, hem de bu intiharlardaki garip- likler kimsenin gözünden kaçmadı. Nitekim, ilk günler her iki olayı da basit birer intihar olayı olarak ka- Selâhattin Tukyu eski günlerinde Su testisi su yolunda kırılır

Bu sayıdan diğer sayfalar: