Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ADALET / YARGILANAN AVUKATLAR I milyarlık nafaka davası Bir milyarlık nafaka talebiyle başlayan bir boşanma davası, avukatların yöntem üzerinde anlaşamamaları yüzünden gasp ve tehdit davasına dönüştü. Bir milyar nafaka ödemesi istenen Halil Güvener, avukatların adamlarının kendisini tehdit ettiğini ve şoförünün cebindeki ' on milyonu gasp ettiklerini söylüyor üks jipin içinde keyifle siga- l rasını tüttüren şoför Hulki Doğan Kocadağ, tam teybe pir kaset koyacakken hayatının en inanılmaz olaylarından birini yaşa- dı. Büyük bir gürültüyle açıldı ara- banın kapısı ve birden kendisini yğka—paça yerlerde sürünür buldu. Uç kişiydiler ve sokak bomboştu. “*Ulan Halil misin ne haltsan...”” diye konuşmaya başladı, adının Su- at Engin olduğunu sonradan öğren- diği kişi, “haddini bil ulan, sormaz mıyız sana bu kara paraların hesa- bını?..” Diğer ikisi üzerini aradılar, iç ceplerindeki iki deste elli binliği mülkiyetlerine geçirirken güçlükle konuşabildi olayın şokunu üzerin- den atamayan Hulki Doğan Koca- dağ, “Ben Halil Bey değilim, şofö- rTüyüm, Halil Bey yukarıda, kahve içiyor karısıyla...”” Gerçekten de yukarıda Halil Bey, uzunca bir süredir ayrı yaşadığı ama bir türlü boşanamadığı karısı Sibel Güvener'le, yaşantılarının bir bölümünü birlikte geçirdikleri ev- de kahve içiyordu. Aslında karısıy- la karşılıklı oturup kahve içme gi- bi bir düşüncesi yoktu Halil Bey'- in, telefonda o kadar ısrar edince Sibel, kalkıp gelmişti. Tam bunla- rı düşünürken aşağılardan bir yer- den kendisine seslenildiğini duydu, ses büyük bir hızla yaklaştı: ““Ha- lil Bey, Halil Bey...” '30 NOKTA 7 OCAK 1990 yapıyor, enikonu telaşlı, açıyor pencereyi Halil Bey, “Telefon” di- ye bağırıyor şoförü, gözleri yuva- larından fırlamış neredeyse, ““çok acilmiş...”” Geriye dönen Halil Bey, karısı Sibel'in sakin bakışlarıyla karşılaşıyor, “Bu kadınlar böyle iş- te”, diye düşünüyor, “insan bir merak edöf.— Sonradan isimlerinin Suat Engin, Gültekin Ateşoğlu ve Turgay Kay- mış olduğunu öğrendiği üç kişi, ka- pının girişinde dayıyorlar silahı şa- kağına, “Ulan Halil, vereceksin o paraların hesabını...”” Bu nafaka, ne kafa? Amerikan filmlerindekine benzer bir seyir ta- kip eden olayların kahramanları Halil ve Sibel Güvener, olayların nedeni ise bir milyarlık bir nafaka- nın söz konusu olduğu boşanma davası. Bir milyarı isteyen Sibel, ra- kamı duyunca gözlerine, pardon kulaklarına inanamayan Halil. Olayın Asliye Hukuk'tan Ağır Ce- za'ya terfi etmesini sağlayanlar da Sibel Hanım'ın avukatları... Şan- taj, tehdit ve gasp elemanlarının ya- kın desteğiyle elbette... Sibel Güvener'in boşanma avu- katı aracılığıyla ulaştığı işbitirici ye- ni avukatları ve tahsilat ekibinin, ““adalet''in çok ağır işleyen çarkla- rını beklemeden bir milyarlık nafa- kayı kestirmeden tahsile kalkışma- MAHMUT ÖVÜR / NOKTA ları yaratmıştı baştaki öyküyü. He- saba göre, zoru gören Halil Güve- ner hemen ikna oluverecek ve bas- tıracaktı bir milyarı. Ama bu, ya- zıhanede yapılan hesaptı. Halil Gü- vener pazarlığa yatmamış ve solu- ğu polisin kapısında almıştı. Olay, “ikna” ekibinin üç elemanının, avukatların ve Sibel Güvener'in Ağır Ceza hâkimi karşısına çıkma- larıyla noktalanacaktı... Oysa üç yıl önce, karlı bir kış ge- cesi, Büyük Kulüp'ün görkemli avi- zeleri altında ve kalabalık bir top- luluğun gözleri önünde, alkışlarla mutluluk denizine beyaz bir yelken açan Sibel ve Halil Güvener çifti, üç yıl içerisinde kendilerini bu ka- dar çabuk tüketebileceklerini akıl- larına bile getiremezlerdi. Üstelik Yüksel Uzel, Necla Akben ve Sibel Orhon da renk katmıştı düğün ge- celerine,... Bir holdingin patronu olan Ha- lil Güvener, düğünden sonra genç ve güzel eşini kaptığı gibi İsviçre'- nin kayak merkezi Grindelwald'de almıştı soluğu. On beş günlük ba- layı boyunca, on beş güzel gün ve on bîâş güzel gece geçirmişlerdi şö- minenin karşısında konyaklarını