7 Ocak 1990 Tarihli Nokta Dergisi Sayfa 45

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

topladı. Balkona çıktı ve malum nutuklarından birine başladı. Ro- manya, sosyalizm, parti ve kendisi dimdik ayaktaydı. Gerçi ülkeyi ve milleti bölmeye çalışanlar vardı ama, bunlar emperyalizmin buyru- ğunda olan bir avuç anarşist ve te- röristti. Güçleri milletin huzurunu, birliğini bozmaya yetmezdi. Bu arada işçilere yüzde 10 oranında zam vaat ediyordu. Derken beklen- medik bir şey oldu. Önderlerini ku- zu kuzu dinleyen göstericiler, bir- denbire aleyhte sloganlar atmaya başladı. Hem de ne sloganlar. Bir zamanların “ışık saçan kılavuzu”', “dahilerin dahisi””, ““modern Ro- manya'nın yaratıcısı/”'nın ne Dra- kula'lığı kaldı, ne de sıçanlığı. Çavuşesku şaşkındı, elleriyle ka- labalığı susturmak istedi, olmadı, yapamadı, ““kadiri mutlak”” önder birdenbire çaresiz, aciz duruma düşmüştü. Despotun jestleriyle ya- pamadığını güvenlik kuvvetleri si- lahlarıyla yaptı, ateş açarak göste- ricileri susturdu. Ama, suskunluk kısa sürdü. Artık ok yaydan fırla- mış, despotun sonu gelmişti. Peki, yıllardır her türlü zorbalı- Ba boyun eğen halk, nasıl olmuştu da birdenbire başkaldırmıştı? “Şimdi en önemli an gelmiştir; ül- kenin ve devrimin kaderini tayin edecek olan an, bir polis memuru- nun kalabalığın kenarında duran bir adama doğru yürüdüğü ve sesi- ni yükselterek ona evine gitmesini emrettiği an gelmiştir. Tecrübeleri- mize dayanarak iyi bir senaryo hazırlayabiliriz”” diyor Kapuscins- ki: “Polis bağırır, adam kaçar, di- ğBerleri toz olur ve meydan boşalır. Ancak, bu kez her şey farklı bir bi- çimde gelişiyor. Polis bağırıyor ama, adam kaçmıyor, orada diki- lip polise bakıyor. Bu bakış yalnız- ca tedbirli ve korkulu değil, aynı za- manda sert ve cüretli. Kalabalığın kenarında duran adam, üniforma- lı yetkiliye küstahça bakıyor. Polis kımıldamıyor. Etrafına göz atıyor ve aynı bakışı öteki yüzlerde de gö- rüyor. Polis bağırmaya devam edi- yor ama, kimse kaçmıyor. Sonun- da o da sesini kesiyor. Bir anlık ses- sizlik. Adamın korkusu geçmiştir. İşte bu an devrimin başlangıcıdır.”” Kapuscinski'ye göre, ““Devrimler üzerine yazılmış bütün kitaplar sen- deleyen otoritenin çürüyüşünü ya da halkın sefalet ve acılarını anla- tan bir bölümle başlar. Oysa bu ki- p

Bu sayıdan diğer sayfalar: