7 Ocak 1990 Tarihli Nokta Dergisi Sayfa 49

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

saret vericiydi. Romen halkının Po- lonyalılardan, Çeklerden, Doğu Al- manlardan, Bulgarlardan ne eksi- ği vardı. Romenler de öteki üluslar kadar onurluydu ve insanlar onur- larının çiğnenmesine bir noktada dur diyecekler, onur korkuya galip gelecekti. Ama, hangi noktada? Kapuscinski'ye dönelim: ““Dev- rimi kışkırtan otoritedir. Elbette bunu bilinçli olarak yapmaz. Yine de hayat tarzı ve yönetim şekli so- nuçta bir kışkırtma haline gelir. Bu, seçkinler arasında bir dokunulmaz- lık duygusunun kökleşmesiyle orta- ya çıkar: Biz her şeyi yapmakta ser- bestiz, ne istersek yapabiliriz. Bu bir aldanmadır, ancak belirli bir rasyonel temele dayanır. Bir süre için gerçekten de her istediklerini yapabilirlermiş gibi bir izlenim do- ğar. Bir skandalı başka bir skandal, bir yolsuzluğu başka bir yolsuzluk takip eder, suçlular hep cezasız ka- lır. Halk sessizlik ve sabır içinde bekler. Korkar; kendi gücünden he- nüz emin değildir. Aynı zamanda yanlışların ayrıntılı bir tutanağını saklar; bu yanlışlar bir an gelecek, tek bir bilançoda hesaplanacaktır. O anın seçilmesi tarihçe bilinen en büyük sırdır. Niçin bir başka gün değil de tam o gün? Despot şaşkın- lık içinde kendi kendine sorar: “Ben ne yaptım? Nedir onları birdenbi- Romen TV'sinin idam haberini veriş biçimi, ihtilalin, Çavuşeskular'ın adalet anlayışına nasıl baktığını apaçık gösteriyordu: “Ne güzel bir Noel. İsa'nın doğduğu gün Deccal (bir bilgi hatası olarak basında “İsa karşıtı” şeklinde tercüme edildi) öldürüldü ” re harekete geçiren?” Yaptığı şudur: Halkın sabrını kötüye kullanmıştır. İyi de bu sabrın sınırı nerededir? Nasıl tanımlanabilir? Cevap belir- lenebilse de, her durum için farklı olacaktır. Kesin olan tek şey böyle bir sınırın varlığı ve ona saygı gös- termeyi bilen yöneticilerin uzun sü- re iktidarda kalabildiğidir.”” Çavuşesku da halkın sabrını kö- tüye kullanmıştı. İktidarda kaldığı 24 yıl boyunca, skandallar skândal- ları, yolsuzluklar yolsuzlukları ko- valadı. Suçlular hep cezasız kaldı. Uyguladığı terörü, Çavuşesküu, Robespierre'e gönderme yaparak şöyle savunmuştu: ““Çabuk, sert ve katı bir adalet.”” Aynı adalet anla- yışı Çavuşesku'nun da ölüm hük- münü imzaladı © “Mühim olan ideolojik mutluluk'' avuşesku'nun kardeşi Ro- manya'nın eski Savunma Ba- k&nı Yardımcısı İlie Çavuşesku'y- la yapılan bir söyleşi, The İnde- pendent gazetesinde yayınlandı. Çavuşesku devrilmeden önce ya- pılan söyleşiden bir bölümü ak- tarıyoruz. Soru: General yoldaş, Doğu Avrüpa'daki son gelişmeleri göz önünde tutarsak, sosyalizmin krizde olduğunu söyleyebilir misiniz? İlie Çavuşesku: Bu tamamiyle, Doğu Avrupa'nın sosyalist ülke- lerini hedef alan şeytani bir Batı propagandasıdır. Kapitalist ülke- lerde yaşam standardı giderek dü- şüyor. Batı'da milyonlarca evsiz, okuma-yazma bilmeyen, sağlik koşullarından yoksun insan var. Paris'te metro istasyonlarında uyuyan, New York'ta köprü al- tında yatan binlerce insan gör- düm. Bunlar kapitalizmin ekono- mik krizinin ne korkunç boyutla- ra ulaştığını gösteriyor. Soru: New York eyaletinde iş- sizlere yapılan yardımlardan hâ- beriniz var mı? İlie Çavuşesku: Bunlar önemsiz şeyler. Ayda 20 bin dolar yardım alİsam bile, bu, işsiz olmanın va- tana ve topluma hizmet edememe- nin yanında hiç kalır. Sosyal yar- dım alan bu insanlar bit süre son- ra insanlıklarını kaybedecek, uyuşturucu kullanacak ve suç iş- leyeceklerdir. Söyleyin, sizce da- ha iyi bir hayat nedir? Soru: Yeterli bir gelir, bir ev, belki de bir araba... İlie Çavuşesku: Bakın, milyon- larca Batı Alman'ın ne arabası,ne evi var. Üstelik işsizler ve okuma- yazma bilmiyorlar. Mutluluk fel- sefenizi biraz garip buluyorum. Mutlu insan nedir gerçekten? İn- san ülkesinin gelişmesine katkıda bulunmalı ve kendini hayvanlar- dan üstün hissedebilmeli. İyi bir yemek ve araba her şey demek de- gildir. Böyle olsaydı, ideolojik mutluluk nerede kalırdı? Soru: Fakat binlerce insan Tu- na Nehri'ni yüzerek Romanya'- dan kaçıyor. İlie Çavuşesku: 23 milyon Ro- manyalinın yanında bin kişi nedir ki? Bunlar işe yaramaz ve suç iş- lemiş insanlar. Kapitalizmi gör- dükten sonra da geri dönüyorlar. Biz birkaç dolar için ruhumuzu ve ideolojimizi satmayız. NOKTA 7 OCAK 1990 49

Bu sayıdan diğer sayfalar: