Sanık Avukat 'Senul Birinci: ve baskı altında elınmıştır”” diyor etmeyin, koca koca adamlarsınız, aile arasında olur böyle şeyler, yık- mayın gül gibi yuvanızı” diyerek vazgeçirmişlerdi davadan. Eş dost yardımıyla sağlanan ge- çici barış da bir süre sonra bir işe yaramayacaktı. Yine kavgalar, yi- ne bir bardak suda fırtına kopar- malar, derken yine mahkeme kapı- sında görüyoruz Sibel Güvener'i, bu kez kesin kararlı, bu kez evi de terk etmiş... Avukatlarımız devrede. Sibel Güvener, tam bir milyar lira talep ediyor kocasından nafaka olarak, gerekçeleri de yabana atılır gibi de- ğil, o koskoca holdingin sahibi, bir milyar dokunmaz ona, ama ben ne yaparım kadın başımla, ne yer, ne içerim? Oysa, Halil Güvener hiç de ka- rısı gibi düşünmüyor (zaten bu yüz- den ayrılıyorlar ya, düşünceleri uyuşmuyor), bu kadar astronomik nafaka nerede görülmüş, kim kay- betmiş ki o bulmuş bir milyarı? İşte bu aşamada devreye avukat- lar giriyor, Sibel Güvener'in avuka- tı Fuat Altınsoy'un çevresi geniş, bu bir milyar işini kaçırmak istemi- yor, kendisi gibi bir avukat olan ar- kadaşı Mehmet Arif Gökberk'e an- 32 NOKTA 7 OCAK 1990 “Sanıkların hakkımda verdikleri ifadeler hilafı hakikattir latıyor bir milyar meselesini. Gök- berk'in de çevresi geniş, piyasada *“işbitiriciliği ” ile ünlü, “baba''la- rın avukatı olarak nam salmış avu- katlarımızdan Şenol Birinci'nin ka- pısını çalıyorlar birlikte. Şenol Bi- rinci'de dudak uçuklatacak akıl- lar,fikirler var. Sibel, Şenol Birin- ci ve Gökberk'e devrediyor dava- nın avukatlığını. Sonrasını Sibel Güvener'in polis ve mahkemedeki ifadelerinden izliyoruz: “Bir gün Mehmet Gökberk'in yazıhanesine gittim, Şenol yoktu, sonradan geldi. Yine benim mevzu (boşanma ve nafakaj konuşuldu. “Biz bu tazminatı, bu parayı nasıl olsa alırız, icap ederse Halil'i (Gü- vener) vurdururuz”' yolunda konuş- malar oldu. Bu mevzu bu şekilde konuşulmaktayken ben de her za- man gidip geldiğim ve yakın arka- daşım Gönül Alhan'ın çalışmakta olduğu Kızıltoprak'taki oto galeri- sine gittim. Orada avukatlarımın ve benim konuşup karar aldığımız du- rumları konu edip Avukat Şenol Birinci'nin ve Mehmet Arif Gök- berk'in yazıhanesinde bulunan adamları tarafından tuzağa düşürü- lüp, tazminat alacağı bir milyar li- rayıtahsil etmenin yollarını araya- cağımızı, bu işi de 20.10.1989 gü- nü yapacağımızı kararlaştırmış ol- duğumuzu söyledim. Bu durum olaydan önce Avukat Şenol (Birin- ci) tarafından Halil Güvener'in avukatı Bozkurt Nuhoğlu'na konu edilmiş, Bozkurt Nuhoğlu da Şe- nol'a (Birinci) “Bu iş sana yakış- maz!” dediği halde Avukat Şenol (Birinci), “Neye mal olursa olsun bu adamın kafası kopacak!”' şeklinde cevap verdiğini Şenoi'un (Birinci) kendisinden öğrendim. Ve bu yol- da kararlı olarak işe başladık.”” Ama Sibel Güvener bir süre son- ra cayacaktır bu karardan, ne de ol- sa eski kocası, nafakayı alsın yeter. Bunu söylediğinde Şenol Birinci ve Mehmet Arif Gökberk'in birden çatılıyor kaşları, “Ne demekti bu şimdi, bu para başka nasıl alınır- di? ” Ve arkasından tehditler: “Eroine alıştırırız seni, kötü yola düşersin...” Ve plan uygulanıyor. Planın na- sıl uygulandığını, Şenol Birinci'nin hazır beklettiği ve ekibin başı Suat Engin anlatıyor: “Avukat Şenol Birinci bizi ön odaya çağırdı. Bu arada Gültekin Ateşoğlu ve Turgay Kaymış arka- daşlar da yanımdaydı. Şenol (Birin- ci) bizlere hitaben; *Çocuklar, ha- ni daha önce sizlere gösterdiğim evi var ya Sibel'in, kocası gelecek. Siz- ler, Halil Güvener'i tutup, olayın benden geldiğini anlamasın diye, *eroinlerin kara parasını ne yaptı- ğını, bunların hesabını soracağımı- zı söyleyip bir tokat atın ve iyice korkutun. Ben daha sonra, bu olayla almak istediğimiz bir milya- rı irtibatlar ve bu olayın bizden gel- diğini kendisine hatırlatırım, dedi ve beni yalnız bir odaya alarak olayda kullanmam için 7.65'lik paslı bir tabanca verdi, “Tabanca- yı darda kalırsanız kullanın' dedi.”” Böylece devam etmekte olan bo- şanma davasına, bir de gasp ve teh- dit davası eklenecekti. Suat Engin, Gültekin Ateşoğlu ve Turgay Kay- mış tutuklanacak, Birinci, Gökberk ve Sibel Güvener ise tutuksuz yar- gılanacaklardı. Mahkeme sonucun- da gerçek açığa çıkacak: Ya artık faaliyet alanlarının savısını unuttu- ğumuz mafyaya bir de “avukatlar mafyası'' dahil olacak, ya da Şenol Birinci ve Mehmet Arif Gökberk'- in bürolarının önlerinde uzun kuy- ruklar oluşacak... Mahmut ÖVÜR