" Öğrenme siracı gerekli. Bir insan z ğında, yemeğe a ana yemeğe ge- sizin ülkeleriniz i yaşamış olsaydı diye düşümüyorum. O zaman sizin t yararlanabilir, g ni imkânı bulabilirdik. Soru: Cok basit bir soru, sen Do- a'dan yana mısın? . öyleyim. Doğu Al- 1 vatanım ve gelecek- olarak kalmasını is- insanlar ve davranış- değişim gösterdi. Bu ne- ça derinden gelen bir içindeyim. Olup bıteh._- mda, nefretin mi, yoksa mi miras kaldığını bile miyorum. Soru: Geçmişte kalan Doğu Al- manya yönetiminin, seni kullandı- ğını ya da vatanına karsı duyduğun sevgiyi kullandıklarını düsünüyor musun? i Witt: Temel mamen kull rum. olarak sosyaliz- imkânları kulla- nıyorduk. Ber ülkemede bu ilke- den yola çıkıldı, bu uygulandı. Yani hiç kimseye teşekkür borçlu oldu- ğumu sanmıyorum. Fakat şimdi sporculara bu kadar geniş imkân- ların niçin verildiğini anlamış du- rumdayım. Doğu'nun ekonomisi- nin batmış olduğu günlerde, biz hü- kümetin reklam aracıydık. Ama kendimi bu günlerde de aynı işlev- de gördüğüm oluyor. Kullanılıyo- ruz. Çünkü benimle yapılan her rö- portajda, vatanımdan yana tavır al- dım ve politikamızın doğru olduğu- nu söyledim. İspanya'da uzun sü- re kaldıktan sonra döndüğümde gördüm ki, tüm bu konular açılmış ve tartışılmak üzere masaya seril- miş. Ama ben kendimi bu tartışma- lara girecek kadar yetkin bul- muyorum. Soru: Ülkenden ayrılmak zorun- da kalırsan neler hissedeceksin? Üzülür müsün? Witt: Tabii ki. Yapmak istedik- lerim ve doğrularım gerçekleştiği sürece Doğu Almanya benim vata- nımdır. Ancak insanlar katı ve an- layışsız olmaya başlarlarsa, bavu- lumu alıp gitmekten başka çarem kalmaz. & € önce çorbayla Sahipsiz hakemler!.. ybeden, puanı gidenin saldırması, doğal bir . Pazartesi gününden erde, durmadan yenik öneticilerinin, maçın r şekilde saldırılarını Kilüp yöneticilerine ya- e birtakım hakem eski- e üyeleri de yangına kö- “i marifet sayıyorlar. Ba- , malzeme gerek. Konuş- ı bile konuşturuyorlar. onu ne olacak bu işin.. düşünen pek yok.. abalıya.. Hele hele kongresi yakın klüpler- ien hakemlere eleştiri değil, resmen küfür geliyoft:. Federasyona bakıyoruz.. Çıt yok.. Niye,. Mustafa Yüçedağ hakeme küfür et- miş.. “Miş*” dMiVoruz, çünkü “Etti” M vkcn # diyen hakemden başka ne şahit, ne kanıt var.. Beş mac.. Adam gazete manşetlerinde, dizi halinde her gün hakeme sövüyor.. Fe- derasyon da, ceza heyeti de sey- rediyor.. Bu ülkede, hakkın, hukukun gücü, futbolculara geçiyor da, cebindeki pa- raya güvenip klübün başına çörek- lenen tüccarlara mı geçmiyor peki?.. Adam da ““Satışa geliyoruz”” diye saldırıyor tabii hakeme.. Önce lafla.. Sonra eline geçirdiğini sahaya atarak, ardından hakemin yolunu staddan çı- karken keserek.. Henüz bir facia ol- madı ama, eli kulağında.. Haa.. Federasyon, öfkeli seyirciyi de Ce- za Kurulu'na yolluyor.. Ona da ceza var,. Futbolcuya, seyirciye ceza var. Onları tahrik eden, idari ve teknik yö- neticilere yok.. Sonra da bunun adı adalet!. **k Adana'da, Galatasaray maçında Erman Toroğlu tarafından sahadan atılan Miliç'e, Ceza Kurulu lütfen “İhtar” vermiş.. Miliç, o gün nere- deyse maçın yarım kalmasına sebeb oluyordu. Seyirciyi hakenler aleyhi- ne öylesine bir tahrik etti ki, görme- liydiniz.. Olanlar hakemin raporunda yazı- h.. Ama Mustafa Yücedağ için hakem raporuna itibar eden Ceza Kurulu, Miliç için etmiyor?.. Neden?.. PCK, Toroğlu'nun raporunu ve kendi ceza gerekçesini açıklayabilir mi?.. *kk Futbol Federasyonu ve Profesyonel Ceza Kurulu, eğer hakkı ve adaleti böyle dağıtmaya devam eder, kong- rede kelle kurtarmak isteyenlerin, böyle pervasız hakem saldırılarına ses çıkarmazsa, söyleyelim, facia ya- kındır.. Heysel'den fecisini yaşar, sonra da “sorumlu ararız.. Teşkilat bu hakem katliamına, bir an önce, en sert şekilde “Dur”' de- melidir.. *kxk Bin defa yazdık.. Tabii burada basına da büyük rol düşüyor.. Açın dünya basınını.. Sadece fut- bol değil, her türlü spor yazısını oku- yun. Hakem adına rastlayamazsınız.. Arjantin, İngiltere'yi, elle atılan golle Dünya Kupası'ndan elediğinde 'bile, böyle kıyamet kopmadı.. Hatırlayın, Brezilya'nın attığı tem- dit penaltısını bile, dünyada sadece TRT ve Bab-ı Ali konu yapmıştı.. Hakemle uğraşmak, hakem yaz- mak kolay.. Hele hele, maçta “Bal gi- bi gol” diye telefonla geçtikten son- ra, eve, işe gelince, videodan pozisyo- nu on kez izleyip “Bal gibi ofsayt” diye çevirmek, daha da kolay.. Ama, hakemirı kararı, flaş.. An.. Yanılma payı da v oranda olacak tabii.. Hayır.. Bab-ı Ali, hakem konusun- dan elini biraz çekmeli.. Allahın gü- nü hakemi manşete çıkarıp, seyirciyi olay çıkarmaya zorlamamalı.. Tam tersine, yatıştırıcı, sakinleştirici olma- lı.. Futbolun sadece bir oyun, hake- min de bunu yöneten herhangi bir in- san olduğunu anlatmalı.. Hakemi de- Bil, maçı yazmalı.. Hakemi değil, oyunun güzelliğini tartışmalı.. Bab-ı Ali'nin bunca ünlü yazarı.. Servisle- rinize, dünyanın dört bir yanından ga- zete ve dergiler geliyor.. Bir zahmet karıştırın.. Bizim kadar hakem yazan bir gavur kalem bulursanız, bize de söyleyin.. * ** Doğrudur.. Hakemlerin arasında da kötü niyetliler var.. Hangi meslek- te yok ki?. Bizim aramızda yok mu?. Bunları yakalamak, teşhir etmek, ha- kemlik mesleğinden atılmalarını sağ- lamak,basının boynunun borcu..âma bir takdir hakkını yanlış kullandı di- ye, onun şahsında tüm hakem mües- sesesine saldırmak, bu kurumu zede- lemek, tahrip etmek, giderek bindiği- miz dalı kesmek oluyor.. Bab-ı Ali, hakemleri kendi haline bırakmalı.. Federasyon, hakeme saldıranın ca- nına okumalı.. Başka yolu yok!. Hıncal Uluç NOKTA 7 OCAK 1990 93