7 Ocak 1990 Tarihli Nokta Dergisi Sayfa 46

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tarihi binalarla dolu koskoca bir semt yerle br edilerek, yerine İmparatnrAgusius’un formundan esinlenen bir hükümet sarayı inşa edildi taplar ürkütülüp sindirilmiş, dehşe- te düşmüş bir adamın, birdenbire nasıl olup da korkusunu yendiğini, nasıl rahatladığını anlatan psikolo- jik bir bölümle başlamalıdır. Bazen aniden, bir şok ya da arınma gibi gerçekleşiveren bu olağandışı süre- cin aydınlatılması gerekir. Kişi kor- kuyu başından atar ve kendisini öz- gür hisseder. Bu gerçekleşmeden hiçbir devrim mümkün değildir.”” Romen halkı da korkuyu başın- dan atmış ve despotun karşısına di- kilmişti. Cesaret de, korku gibi, si- rayet eden bir duygu. Polonya, Çe- koslovakya, Doğu Almanya'daki gelişmeler hiç kuşkusuz önemli rol oynamıştı. Bulgaristan'ın da kerva- na katılması, Stalinist kalelerin bi- rer birer yıkılması, insanların öz- gürlüklerini ilan etmeleri, Sovyet tanklarının devreye girmemesi, ce-p "Işık saçan kılavuz''un icracatı B aşlangıçta her şey iyi gitmişti. 1965'te Komünist Parti Lideri, iki yıl sonra da Cumhurbaşkanı olan Çavuşesku, sanayiye ağırlık vermiş, yaşam standartlarını yük- seltmiş, hatta biraz liberalleşmeye bile müsaade etmişti. 1968'de Çe- koslovakya işgaline karşı çıkması, Comecon'un içinde erimeye karşı kafa tutması, bağımsızlıktan yana bir lider olarak Batı'da sempati top- lamasına yol açmıştı. Ancak 70'li yıllara gelindiğinde, Çavuşesku'nun dışarıya karşı gü- lümseyen yüzü, içeride giderek asıl- maya başladı. Ekonominin tehlike çanları çalmaya başladığı yıllardı. Önce, Mao'nun Kültür Devrimi'n- den esinlenen — 1971 ““Temmuz Tezleri” yayınlandı. Buna göre, Romen yazarlar artık sadece ““Kar- patların Dâhisi”'ni yüceltmek için yazacaklardı. Grevler, sendikal ha- reketler ve her türlü muhalefet de acımasızca bastırılacaktı. Yanlış ekonomik politikalar, do- ğal gaz, linyit, kömür ve petrol gi- bi hiç de azımsanmayacak tabii zen- ginliklere sahip Romanya'yı gide- rek uçuruma sürüklüyordu. Kuru- 46 NOKTA 7 OCAK 1990 lan dev tesisler, ithalatın minimu- ma indirilmesi nedeniyle, yedek parça getirtilemediği için, birkaç yıl içinde, ya çalışamaz duruma geli- yor, ya da sürekli zarar etmek pa- hasına yaşamını sürdürüyordu. So- nunda Romanya önceden ihraç et- tiği hammaddeleri ithal etme du- rumuna gelmişti. 1981'de dış borçların sıfırlanması hedefinin konmasıyla, ekonomik kriz iyice doruğa tırmandı. 10 mil- yar dolarlık dış borç, ne pahasına olursa olsun ödenecek ve böylece bağımsızlık bir daha kanıtlanacak- tı. Zaten asgari düzeyde olan tüke- tim daha da kısıldı, ihraç edilebile- cek ne varsa ihraç edildi. Romen- lere düşen, dışarıya satılamayan şeylerle idare etmekti. Evler, okul- lar, işyerleri soğuk ve karanlıktı. Isının 7 derecenin üzerine çıkması yasaktı. Geçim garantisi sağlayan ücret sistemi kaldırılmış, yerine verimli- liğe göre ücret sistemi getirilmişti. Kırsal alanlarda ise,““Tarımda yeni devrim””' adı altında ikinci bir ko- lektifleştirme yoluna gidilmişti. Bu- na göre, çiftçiler artık kendilerine ait topraklardan bile, sadece ““bi- limsel”'” olarak belirlenen ““ihtiyaç”'- larını alacak, gerisini yine devlete verecekti. Romenler için hayat bir kâbusa dönüşmüştü. Bunca yoksulluk sürerken Çavu- şesku, arkasında “çağının görke- mi''ni simgeleyen anıtlar bırakmak için, Bükreş'te koskoca tarihi bir semti yok edip yerine, İmparator Agustus'un formundan esinlenerek bir hükümet sarayı inşa ettirmiş; Tuna Nehri ile Karadeniz'i hiçbir iş- levi olmayan, ama gösterişli bir ka- nalla birbirine bağlamıştı. Bu ara- da uzak-yakın 40 akrabasını kilit görevlere getirmiş, sosyalist bir ha- nedanın temellerini atmıştı. Karısı, resmi sıfatıyla “dünyaca ünlü bilgin”” Elena da bu arada İmelda Marcos'u aratmıyor, Kral Hüse- yin'den yat istiyor, resmi gezilerle yurt dışına giden diplomatlara, ne yapıp edip, kürk, mücevher vs. he- diye edilmesini sağlamasını tembih- liyordu. 1987 Kasımı'nda , erken seçim- ler sırasında halkın neredeyse ayak- lanarak, “Ekmek istiyoruz”', “Dik- tatör defol” diye ülkede önceden görülmemiş çapta gösterilere kal- kışması da, artık ““Drakulesku'”'yu durduramıyordu. Bir süre sonra hiçbir diktatörlükte emsali görül- memiş bir karar alacaktı. Tarımda verimliliği artırmak amacıyla, ““Toprağın sistematizasyonu programı” adı altında, mevcut 13 bin köyün 7 bini bir çırpıda kazına- cak, ve köylüler birkaç ““sanayileş- miş merkez”'de toplanacaktı. İki milyon köylünün göç etmesine yol açacak bu programla, ihracat için daha fazla ürün elde edilecekti. Çavuşesku bu programı tamam- lamaya fırsat bulamadan devrildi. Arkasında İsviçre bankalarına giz- lice kaçırılmış 400 milyon dolar ve daha yıllarca onarılamayacak bir ülke bırakarak.

Bu sayıdan diğer sayfalar: