20 Mart 1939 Tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 58

20 Mart 1939 tarihli Her Ay Dergisi Sayfa 58
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

58 | Her Ay iradeleri onları kuşatan vak'anın zaruretile beraber bir bütün teşkil eder, ve bu cüz'i irade ne tabiat kanunlarına muhalif ideal bir prensip, ne de tabiatin içindeki metafizik bir ayn (entite) dir. Tarihteki cüz'i irade bizzat fiziki hâdiselerdeki ihtimaliyet, biyo- lojik ve psikolojik vak'anın tenevvüleri gibidir. Cüz'i irade ta- rihi zaruretin zıddı bir dava olamaz. Onun metafizik veya ide- alist usullerle halli için yapılan bütün teşebbüsler bizzat tabiat kanunlarının mahiyeti hakkındaki hatalı görüşten ileri geliyor- du. Böylece tarihte hürriyet ve zaruret problemi metafizik değil, fakat fizik bir problem halini almış; ve yeni fiziğin geniş deter- minizmi ayni zamanda tarihi hürriyet ve zarureti izah eden bir ilim felsefesi imkânını vermiştir. Tarihte statistik bir' determinizm oldu- gundan bahsetmek, âdeta tarihin bir nevi statistik ile tesis edilebileceğini söylemek demektir. Şüphe yok ki bunu alelâde statistikten farklı bir ma- nada anlamalıyız. Burada yapacağımız müşahedenin büyük bir kısmı vasıtalı olacak ve vesikalara istinad edecektir. Tarihi diya- lektikte bir safhadan diğer safhaya geçebilmek ancak hâdisele- rin tenevvüü üstündeki vak'anın bütünlüğünü ve devamını kav- rıyabilecek geniş bir vesika istatistiği ile mümkün olabilir. Tarihte statistik determinizm: 1, Tarihin istatistik determinizminde gör- düğümüz ilk vasıf âmillerin çokluğudur: Filhakika orada bir vak'anın zahiri yek- nesaklığı altında birçok ve karışık âmillerin tenevvüü bulunur. İlk defa Thomas Buckle ve daha sonra Alman müverrihlerinden Gervinus bunun farkına vardılar, Birincisi (İntroduction â Vhis- tolire du XIX &me siğcleJ adlı eserinde «zaruret tarihin belkemi- gidir. Geniş nisbetlerde zaruret, hususi hallerde ihtimaliyet var- dır» diyerek bu fikri hazırlamıştı, Fakat o zaman henüz bu te- lâkkinin cüz'i irade ve zaruret fikirlerini tabii bir surette nasıl “ ihtiva ettiği düşünülmemiş, ve bu usul idealist felsefe ile ilim arasındaki ihtilâfı yüzünden, bu tarih antinomiesinin ortadan kalkmasına yarayamamıştı. Bugün onu tekrar bu yeni ilim kar- şısında canlandırmak imkânları doğmuştur. Tarihi determiniz- min vasıfları; 2. Tarihi determinizmde görülen ikinci vasıf âmillerin zıdlığı

Bu sayıdan diğer sayfalar: